Özet Beynin bir şekilde ruhun merkezi olduğuna dair yüzlerce yılda bol miktarda delile ulaştık, ama yirminci yüzyılın ortalarına dek bunun nasıl gerçek olabileceğini hayal etmek imkansızdı. Beynin, sol ve sağ kısımda yer alan ve ilk anatomi uzmanları tarafından renkli isimler verilen farklı, tuhaf şekilli çok sayıda organdan oluştuğu biliniyordu -hipokampus(denizatı),amigdala (badem), buruşuk korteks (kabuk)- ama bunlar ne işe yarıyordu? Yiyecekleri sindirmiyor, kanı temizlemiyorlardı, değil mi? Beyin, Aristoteles'in düşündüğü gibi, bir tür radyatör görevi görerek kanı soğutan bir organ mıydı? Parçalar sinir lifleriyle birbirlerine bağlıydı, yani belki de birbirleriyle bir şekilde iletişim kuruyorlardı. Descartes, bazı sinir liflerinin çan ipleri gibi olduğunu öne sürdü; yani bir ucunu çektiğiniz zaman diğer uçta bir şeyler oluyordu, ama tam olarak ne oluyordu? Bir zilin çalmasının, beyni ve zihni anlamaya bizi yaklaştırdığı söylenemezdi ve kimsenin de daha iyi bir fikri yoktu.(1)
Sayfa 143 - AlfaKitabı okudu
Bu kadar basit !
Tekeş­lilik istiyorsan, kuğu, denizatı veya penguenle evleneceksin.
Reklam
Mavi Karga ve İlay - İlay ve Fuat'ın telefon konuşması
Spoiler içerebilir! ...Konuşmaları bitecek gibi görünmüyordu. Mavi Karga sıkıldıkça sıkıldı, bunu belli etmek için gaklamaya bile başladı. Fuat bu sesi duymuştu. "Bir yandan da film izliyorsun galiba." "Yooo." "Karga sesi duydum da." "Dışarıdan gelmiştir, balkon kapısı açık." Bir süre daha konuştular, sonunda telefonu kapadılar. Mavi Karga derin bir soluk aldı. "Çene yarışı yapıyorsunuz galiba! Yok şu filmi izledin mi, yok bu hoca şöyleydi..." "Buna sohbet denir Mavişçiğim." "Sakın bana Mavişçiğim falan deme, ben senin evcil hayvanın değilim." "Evcilleşmenin nesi kötü!" "Nesi kötü mü, her şeyi kötü! Atları yüke koşuyorsunuz, köpekleri bir ay sevip sonra terk ediyorsunuz! Boynunuza denizatı kolyesi takıyor, sonra neslini tüketiyorsunuz."...
Sayfa 57
Şeklen & Ruhen
Biz insanlar niye böyleyiz? Tekeşlilik istiyorsan, kuğu, denizatı veya penguenle evleneceksin. Belki de tek dostumuz içimizdeki hayvan?…
Sayfa 311Kitabı okudu
Bir hayvanın başka bir hayvanla tanımlanması bana hep komik gelmiştir. Denizatı, arıkuşu, ebegümeci... Sonuncu uymadı farkındayım. Ama ne yapayım, seni çok özledim. Seninle abuk sabuk konuşmayı, kaygısızca akıl yürütmeyi...
Sayfa 142 - Can ÇağdaşKitabı okudu
Reklam
Sen mavi sen kıskanç kadın masalları  bağışlayan ölü denizatı sesinle susandı hep..
80 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Kadınca, Tadımlık ve Distopik Öyküler
Kitap kısa, distopik; kadın merkezli, içinde yaşadığımız dünyanın acı gerçeklerini ve kadınların yaşadığı zorlukları fantastik zemine taşıyan 12 adet öyküden oluşuyor. İthaf cümlesi bile hem acı hem de o acının geçeceğine dair umut veriyor. "Kitapları yırtılan, fırlatılan, yakılan bütün kız çocuklarına ve kadınlara..." Öyküleri okurken kimi zaman kamp ateşi başında oturmuşum ve yaşlı, çok tecrübeli bir Kızılderili kadının rüyalarını dinliyormuşum gibi hissettim. Üslubu böylesine akıcıydı. Bazen de ben gördüm rüyayı, hayali evrenlerde gezdim. Rüya yiyenlerden, organ takasına, giderek soğuyan ve ısınmak için bir meteor bekleyen gezegenlerden, gençleştiren yumurtalara... En sevdiğim öykü önce beni ana karakteriyle duygudaş yapan ve içindeki gerilimi en çok hissettiren Zehir, ikinci favorimse Damızlık Birliği oldu. Kapaktaki denizatı da bu öyküden geliyor. Eleştirim de var tabii. Öyküler maalesef tadını alamadan bitiveriyor. Gerçi öykü vermek istediğini o sırada vermiş oluyor ama tam öykünün fantastik şartlarına adapte olmuşken bitince boşluk hissi veriyor. Meltem Dağcı'nın öykülerindeki derinlik ve yaratıcılık, okuyucuları düşünmeye ve hayal etmeye teşvik ediyor. Dünyanın her gün gördüğümüz yüzünü ezberledik, biliyoruz. E bir de "Dünyanın Öteki Yüzü"nü çevirin.
Dünyanın Öteki Yüzü
Dünyanın Öteki YüzüMeltem Dağcı · İthaki Yayınları · 202321 okunma
416 syf.
9/10 puan verdi
Farklı şekillerde de olsa dünyadan nefret eden iki kişi Luna ve Knight. Knight, Luna denizatlarını çok seviyor diye annesine imzalattığı izin kağıdı ile bir denizatı dövmesi bile yaptırıyor Luna için. Luna kendini ona layık bulmuyor. Düşünsenize okulun en popüler çocuğu ile okulda hiç arkadaşı olmayan insanlarla konuşmayan bir kız nasıl kendini ona layık görebilir? Oysa bence biri illa birine layık olmayacaksa Knight, Luna'ya layık olamaz. Yazının Devamı: kitapmagarasi.blogspot.com/2023/08/yarali-...
Yaralı Şövalye
Yaralı ŞövalyeL. J. Shen · Olimpos Yayınları · 2023269 okunma
Biz insanlar niye böyleyiz? Tekeş­lilik istiyorsan, kuğu, denizatı veya penguenle evleneceksin.
Reklam
UKTE/Ölüm ve Oğlum
UKTE. Dünyanın güzeli martıları. Sizden nasıl da boş yere korkmuşum. Kaşık Ada’ nın orda! Dalın üstüne dalın. Vurun beni vurun. Denizatı kokan gagalarınızla! Ah sizden ben nasıl da yok yere korkmuşum! Bunca zaman niye sizden ayrı oturmuşum
Sayfa 31 - T.İŞ.BAN.KÜL.YAYINLARIKitabı okudu
Sanki bir denizatı kovuğunda yürüyormuşum gibi bir türlü kavrayamadığım fikirler, bilgi kırıntıları ayaklarıma dolaşıyor, her kımıldandıkça köksüz asabiyetler, süreksiz ümitler, yersiz inançlar çürümüş yosunlar gibi kollarıma ve vücuduma sarılıyor, beni daha derinlere doğru çekiyor, gözlerimi her açtıkça ucunu bucağını göremediğim heyula davalar yarı karanlıkta üzerime saldırıyorlardı.
Sayfa 143Kitabı okudu
1910
Şu benim bindokuzyüzon gözlerim görmedi ölülerin gömülüşünü, ne şafaktan önce ağlayan adamın külden panayırını ne de bir denizatı gibi bir kenarda titreyen yüreği. Şu benim bindokuzyüzon gözlerim küçük kızların işediği beyaz duvarı gördü boğanın burnunu, zehirli mantarı ve köşe başlarında aydınlatan anlaşılmaz ayı şişelerin katı siyahı altındaki kuru limon parçalarını. Şu gözlerim benim midillinin boynunda, uykudaki Ermiş Rosa’nın delik deşik göğsünde aşkın çatılarında, iniltiler, soğuk ellerle kedilerin kurbağaları yediği bahçede. Eski tozun heykellerle yosunları topladığı tavanarası, yenmiş yengeçlerin sessizliğini saklayan kutular düşün gerçekliğinin üstünde tökezlediği yerde. Orada benim çocuk gözlerim. Bir şey sormayın bana. Gördüm onları yollarını ararken yalnızca boşluklar bulan. İnsansız havada bir oyuklar acısı var ve gözlerimde gövdesi olmayan giyinik yaratıklar!
... bir denizatı gibi, kırılgan, imkânsız ama dalgaların içinde muzafferdi.
Sayfa 69 - *Sel yayıncılıkKitabı okudu
130 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.