Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

derdiderun

Şeyhü'l-İslam Ebû Suud'un (rah.a) belirttiği gibi takva, üç derecede gerçekleşir; -Takvanın birinci basamağı ve en alt seviyesi, yüce Allah’ı inkârdan ve şirkten sakınmaktır. -İkinci derecesi, zahiri günahlardan korunmaktır. -Üçüncü ve en üst seviyesi ise, insanın bütün organlarını günahlardan alıkoyduğu gibi, kalbini ve sırrını da Allah'tan gayri şeylerden muhafaza etmektir. -Veliler, bu üçüncü derecedeki takvaya sahiptir. İlâhî yakınlık ve manevi müşahede, bu takva ile elde edilir. Bu takva: "Ey iman edenler! Allah'tan hakkıyla korkun!" (Âli-İmran 3/102.) ayetiyle istenen takvadır ve o, Allah aşkının zirve noktasıdır."
Sayfa 60
Reklam
Adamın biri Fudayl b. Iyaz'a (k.s.), "Hangi memlekette ikamet etmemi tavsiye edersin?" diye sorunca Hazret şu cevabı verir: "Toprakla nesep bağın yoktur, beldelerin hayırlısı seni takvaya özendirendir."
Sayfa 54
Aklına güvenme!
Akıl ancak kalp, Allah Tealâ'nın mârifetiyle nurlandığında sağlam olur. Bu sebeple Allah' ı tanıyıp, iyiyi ve sağlamı ayırt edebilecek hale gelinceye kadar aklına güvenme. Gözünü harama kapat, nefsini arzularından alıkoy ve onu helal lokma yemeye alıştır. Bâtınını her an Allah'ı murakabe ederek, zâhirini de sünnete uyarak koru. Bunu yapabilirsen, o vakit doğruyu bulan sağlam bir akla sahip olur ve Allah Teâlâ'yı hakkıyla tanıyabilirsin.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İbrahim en-Nehâî (k.s.) der ki: "Sizden sadaka isteyen kimse, ahiret postacısıdır. Kapınıza gelerek sanki şöyle der: Bana yapacağın hayırla ahiretteki yakınlarınıza bir şey göndermek istiyor musunuz?"
Sayfa 90
"Az olanı vermekten utanma, hiç vermemek daha azdır." Hz. Ali (r.a)
Reklam
Gazzeli bir öğretmenin son mesajı: Ahir zamanda taşların ve ağaçların neden konuşacağını anladınız mı? Zira bütün dünya sessiz! #filistin #gazze
Hasan-i Basri Hazretleri buyurdular ki: "Her bir kişi, derdini taşıdığı şeyle beslenir. Kişi bir şeyi dert ettiği zaman da onu çok anar. Bilin ki ahireti olmayanın dünyası da olmaz. Dünyasını ahiretine tercih eden kişinin de ne dünyası, ne de ahireti olur."
Avn b. Abdillah b. Utbe (k.s.) der ki: "Ahirete yönelik amel yapan kişi, seninle ne zaman karşılaşsa seni mutlu kılar. Dünyaya yönelik amel yapan kişi de, seninle ne zaman karşılaşacak olsa sana sıkıntı verir."
Samimi inanç ve teslimiyet, müminin sigortasıdır. İlâhî inâyeti celbeder. Cenâb-ı Hak, samimi kullarını asla mahzun etmez. Nitekim Cenâb-ı Hak şöyle buyurmuştur: "Kim Allah'a güvenirse O, ona yeter." (Talâk 65 /3).
Sayfa 71
Doğru ve güvenilir vesileler maksuda eriştirir.
Nâ Hudâ Nuh-ı Nebî olduğu dem şekk yokdur Gavta-i varta-i tûfan bu nevbetde geçer Şeyh Galip (Geminin kaptanı Hz. Nuh (aleyhisselâm) olduğunda şüphe yok ki tûfanın tehlikeli derinliği de sırayla geçer.) İnsanları hakka ve hakikate davet eden insanların Hz. Nuh (aleyhisselâm] gibi doğru ve güvenilir kimseler olmaları beklenir. Ülü'l-azm peygamberlerin özelliklerini taşıyan kimseler kaptan olduklarında yürüttükleri gemi ve yolcular, en sert fırtınalardan, en derin ve en tehlikeli sulardan zarar görmeden selâmete ererler. Her şeyin bir zamanı olduğu gibi kurtuluşun da bir vakti ve yordami vardır. Mutsuzluktan dünya ve dertlerinden yakınmak yerine vakit kaybetmeden, ümitle kılavuz kaptanı, yol gösterici mürşidi ve kurtuluş gemisini bulmak gerek. Hem dünya hem de ukba hayatı için doğru, güvenilir insanlarla dost olmak, onları rehber edinmek çok önemlidir. Kılavuzu acemi, tecrübesiz olanlar felakete sürüklenirler. İnsan tabiatı ve dünya hayatı çeşitli sıkıntı ve tuzaklarla doludur. İnsanı aslî gayesinden, ebedî saadet yörüngesinden saptırır. Bu yüzden yol gösterici, felaket anında müdahale edecek güvenilir kılavuzlara ihtiyacı vardır. Bilinmeyen, tecrübe edilmeyen yolda akıl fayda vermez, kılavuzsuz geçilmez. Mizâna ur görüştüğün ahbabı el-hazer Rehber tasavvur eylediğin rehzen olmasın Nevres-i Kadîm Dikkat et! Dost edineceğin kimseyi önce iyice bir araştır/Sakın! Rehber deyip peşine düştüğün eşkıya olmasın. Tufanda olduğu gibi yolu, izi olmayan türlü tuzak ve engebelerin olduğu bir yolda güvenilir bir rehber olmadan yola çıkmak akıl kârı değildir. Sonucu hüsrandır.
Sayfa 113
Reklam
"Dilin rezil konuşmalardan oruç tutması farzdır. Dil serbest iken aç kalmanın ne faydası var?!" Şemsi Tebrizi (kuddise sirruhu)
Allah dostları Hz. Peygamber'in [sallallahu aleyhi vesellem] vekili olarak, insanlara Allah Teâlâ'nın emirlerini ve yasaklarını ulaştırırlar. Onlar gerçek vârislerdir. Onların bütün uğraşları, insanları Hak Teâlâ'nın kapısına yönlendirmektir.
Allah Teâlâ'nın veli kulları insanların yanında sağır, dilsiz ve âmâ- dırlar. Kalpleri Hak Teâlâ'ya yakın olduğu için, O'ndan başkasını işitmez ve görmezler. Onları yakınlık kaplar ve heybet bürür; muhabbet onları sevgililerinin yanında tutar.
Ramazan-ı Şerif, sizin, ailenizin, sevdiklerinizin ve cümle İslam aleminin af, afiyet ve selametine vesile olsun... Eşref Ali er-Tehanevi (k.s) şöyle demiştir: “Size muhtemelen başkalarından duymadığınız bir şey söyleyeyim. Ramazan-ı Şerif’te nefsinizi günahlardan kaçınması gerektiğini telkin ederek teskin edin. Umulur ki Ramazan ayını günahsız bir şekilde geçiren kişinin kalbine Cenab-ı Hak günahları tamamen terk etme isteğini yerleştirir.”
Kolaylıkla karşılaştığınızda şükredin, zorlukla karşılaştığınızda ise günahlarınızdan tövbe ederek nefislerinizi hesaba çekin. Çünkü Allah Teala kullarına asla zulmetmez.
1.172 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.