Resulullah(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Musa(Aleyhisselam) Allahü Teala'ya dua etti: 'Ya Rabbi! Bana öyle bir şey öğret ki, onunla Senin Zat'ını zikredeyim.' Allahü Teala, Musa(Aleyhisselam)a: 'Ya Musa! La ilahe illallah,de.' buyurdu. Musa(Aleyhisselam): 'Ya Rabbi! Bütün kulların bunu söylüyorlar. Ben hususi bir şey söylemek istiyorum.' buyurdu. Allahü Teala: 'Ya Musa! Yedi kat gökler ve yedi kat yerler terazinin bir kefesine, La ilahe illallah bir kefesine konsa, bunun sevabı ağır gelirdi.' "
"Ey hazinesinde bulunanların en hayırlısı olan imanı istemeden veren, istediğimiz affı bizden esirgeme! Ey dua etmeyene gazap eden, dua edenin elini boş çevirme! Allah'ım bizi dille dua edip, kalple kaçanlardan kılma. Ey katımızdan en aziz olan! Bizi katından zelil kılma! İlâhî! Eğer ben günahtan vazgeçmemeye kadir değilsem sen beni affetmeye kadirsin! İlâhî seni sevmemi istiyorsun oysa buna ihtiyacın yok. Beni sevmeni nasıl istemem ki, her şeyimle sana muhtacım! Allah'ım bana lütufta bulun. Çünkü seninim!"
Hiçbir bela, hiçbir musibet sebepsiz gelmezdi bu da öyle olmalıydı diye kanaat getirdiklerinden musibete iman ile direnmiş, belaya dua ile karşı durmuşlardı.
Dinî Reisler: Oğuzlarda dinî reisler, siyasî reislerden ayrı değildi. Yirmi dört Boy Beği hem siyasî, hem de dinî riyaseti haizdiler. Bunlar şölende toplanarak, ellerini beraberce göğe kaldırdıkları zaman, «alkışları alkış ve kargışları kargıştı.» Yani «duaları dua ve bedduaları beddua» idi.
Bir lanettir, sağlam hafıza. Yaşlı Kıbrıslı kadınlar birine beddua ettiklerinde, bariz bir kötülük gelmesini dilemezler o kişinin başına. Yıldırım düşsün, görünmez kazalar olsun veya birden kısmeti kapansın diye dua etmezler. Sadece şunu derler: Asla unutamayasın. Mezara kadar her şeyi hatırlayasın.
Hz. Ömer [r.a.] dua hakkında söyle demiştir:
"Ben, duanın kabul edilmemesi kaygısı taşımam, içimde dua etme isteğinin olmaması kaygısı taşırım. Çünkü kişiye dua etme isteği verilmişse, kabul edilmesi de onunla beraberdir."
Ya Rabbi!Nimetin kıymetini bilmeyi nasip et diye dua etmemelidir.Zira nimetin kıymeti en iyi elden gidince anlaşılır. "Nimetin kıymetini elimizden almadan kıymetini bilmeyi nasip et" diye dua edilmelidir.
Yaşamının her evresini sefaletle geçiren yazarın kumar sorunu vardı ve biriken borçlarını kapatmak için kitap yazmak zorundaydı. Toplumsal olaylar konusunda sessiz kalmak istemez, reform isteyen halkın yanında olmayı tercih ederdi. Bunun üzerine Rusya'nın Avrupa ülkelerine nazaran hiç gelişmediğini düşünen bir grup aydın yeni bir reform