Kalemin oynamadığı dönemler,kelamın susmadığı devirlerin hüznü gibi çöküyor üzerime. Aynı ya da yeniden, belki ve sahidene düşman. Ah kalem! güzelmiş diye baktıkları an kırıldı elmasın. Ah kelam! Ne muazzam dedikleri zaman sustu ahengin. Herkes kocaman konuşup hiç sustuğunda bir konuşup hep susmak istiyorum uzun zamandır. Zamanın uzun olması,güzel anların tükenmeye mahkumiyetiyle raks ediyor! Ömür dediğin diye bir türkü tutturmuşum dilimde. Bir atın özgür tutsaklığını avuçlarımda avutmuşum. Avuntum avanaklığa bürünmeden, ver elini!
Bir nergis kokusu, bir bahar hatırası, bir olmak sancısı ve pazar sükutu!
📝Berra ÇAKIR
Her aşkın bir hikâyesi
Hikayeleri aşan aşığın masalını okuyan hayat dizeleri
Rahvan telaşında yüreğin özgür kanatları
Cansız nice ruhun solgun rahatları
Hayatın sırrı yaşam ahlatları
❣️
Yüreğime iltica eden bir bakışsa
Derde derman olan tek kaçışsa
Mesafeleri yok eden yek sanışsa
Söyle!bileyim çocuk
Duymaya ihtiyacım sadece
Gül!dirileyim çocuk
Ağlamaya divaneyim her gece
Gör!sevineyim çocuk
Umut virane şehrimde
Dinle!ses olayım çocuk
Yankı avare ömrümde
Sen sen diye inlerim çocuk
Abinin sevincini ekler
Senin şaşkınlığın ile çarpar
Yokluğumu çıkarır
Heyecanıma bölerim
Sayılar anlamaz zaman kavramaz
İnsan yanıltmaz
İnsanlık kanatmaz
Ezber bozulmaz
Bense bir seni dilerim çocuk…
🎈
Berra ÇAKIR
Bu vatan toprağın kara bağrında
Sıradağlar gibi duranlarındır,
Bir tarih boyunca onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir.Tutuşup kül olan ocaklarından,
Şahlanıp köpüren ırmaklarından,
Hudutlarda gaza bayraklarından
Alnına ışıklar vuranlarındır.Ardına bakmadan yollara düşen,
Şimşek gibi çakan, sel gibi coşan,
Huduttan hududa yol bulup koşan,
Cepheden cepheyi soranlarındır.İleri atılıp sellercesine
Göğsünden vurulup tam ercesine,
Bir gül bahçesine girercesine
Şu kara toprağa girenlerindir.Tarihin dilinden düşmez bu destan,
Nehirler gazidir, dağlar kahraman,
Her taşı yakut olan bu vatan
Can verme sırrına erenlerindir.Gökyay'ım ne yazsan ziyade değil,
Bu sevgi bir kuru ifade değil,
Sencileyin hasmı rüyada değil,
Topun namlusundan görenlerindir.
Düşündükçe boğuluyorum
Hissettikçe nefesleniyorum
Her ikisiyle yoruluyorum
Yorulduğumla doğruluyorum
Doğruldukça bükülüyor belim
Belimden evla yakarıyor dilim
Biliyorum ama bu da benim aldığım ilim
Bazen herkese yetişemiyor elim
Göklerce Pazarın gözlerde ayaz olduğu
Ah edişlerin ah diye iç çekişlere kıyamadığı
Beni benden alıp bana bırakmayan
🕊️
Korkudan titrerken umutla gülmek çocuk
Sana nasıl da yakışmış
Dünyanın bittiği yerden maviliğe el sallayışına göklerde destanlar yazılmış
Gönlümüzde cesaretin bayrakları asılmış
Senden umudu öğrenecek kadar vuruldum sana
İnanmak istiyorum çocuk senin için sen hep gül diye
Bana aşktan bahset siyah gözlerinde
Bana bir belki hediye et derin gülüşlerinle
Seni alıp dünyayı Ay’ın yanından seyretmeyi düşlüyorum
Güneş seni tanır Ay’da tanısın ki dünya karanlık kalmasın
Berra Çakır