Ayrılık ne biliyor musun?Ne araya yolların girmesi,ne kapanan kapılar,ne yıldız kayması gecede,ne güz,ne ceplerde tren tarifesi,ne de turna katarı gökte..İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık.
Kitap sanki biraraya getirilememiş darmadağın bir proje ödevi gibiydi. Sürekli bir aforizma patlatılmaya çalışılmış ancak ne özgünlüğü var ne de tadı tuzu. Helen karakteri lise çağındaki ergenler kadar bayık ve şımarık bir karaktere sahip.
İnsanlar, hayvanlardan, bitkilerden ve de özellikle nesnelerden daha yoğun yaşadıklarını düşünürler. Hayvanlar, bitkilerden ve nesnelerden daha yoğun yaşadıklarını hissederler. Bitkiler, nesnelerden daha yoğun yaşadığını hayal ederler. Ancak nesnelerin ömrü uzundur ve bu ömür her şeyden daha çok canlıdır.
Nefis bir üslup...Kelimeler denizinde yüzüyormuş gibi hissettiren bir kitaptı. Lezzetli ve güzel anlamına gelen yüzlerce sözcük kullanmış yazar. Betimlemeleriyle hayatın, yemeklerin, manzaraların güzelliğini öyle coşkuyla anlatmış ki ben de okurken bolca kıskandım diyebilirim. Toskana güneşi, adı gibi sıcak, sarı ve leziz bir kitap. Bu arada ben orjinal dilinde okudum çevirisi nasıldır bilemiyorum. Not: Filmiyle uzaktan yakından alakası olmasa da ben filmine de ayrı bir aşığım.