Ezandan önce uyanırdı annem.! Kadın dediğin güneş üstüne doğmadan uyanmalıydı çünkü. Bereketi kaçarmış evin,
rızkı kesilirmiş adamın,
öyle derdi hep.
Çatlamış dudaklarından dualar süzülürdü sabahın soğuğunda.
Buz tutardı yazmasındaki oyalar…
Elleri hamur kokardı her daim.
Sanki annem demek hamur demekti.
Elinde kuruyan hamurları bile ziyan etmez, ovalayip karınca yuvalarına serpiştirirdi.
Her şeye yeterdi annem! Çünkü
Anne demek yetmek demekti....