Yalnızlığıma yenilip,düşkünlüğümü başkalarına anlatacak olduğum ender zamanlardan sonra, hep kendimden nefret etmişimdir
(...) Sevginin kendisi hayatımızın yönü değil, ender rastlanan, kıymetli bir çiçeğidir.(...) Ancak bazen sevgi, bize ölüm getiren bir çiçektir; ondan acı ve karanlık gelir(...)
Sayfa 15 - Holden KitapKitabı okuyor
Eğer kendisine partner bolluğu ve aşk malzemesi yenileme konusunda güvence verilmiş olsa, tekeşli yavan çorbasından anında vazgeçmeyecek sevecen bir koca, iffetli bir hanım yoktur. Genel ilkeyi doğrulayan bu kuralda istisnalara çok ender rastlanır.
Öfke hiçbir zaman nedensiz değildir, ama ender olarak iyi bir nedeni vardır.
Sayfa 93Kitabı okuyor
Ender olarak gülümsediği zamanlarda ifadesi, sekiz yaşında vazgeçmek zorunda kaldığı çocukluğun gülümsemesiydi, aydınlık ve umutlu.
Sayfa 121Kitabı okuyor
"Olduğun gibi görün. Sevmediğin zaman sever gibi yapma. Aşka burun kıvırma sakın, o çöl ortasında çimenli bir yerdir."
Sayfa 153Kitabı okuyor
GERÇEK DOST!..
"Gerçek dost, Allah gibi gizli olmalıdır.
Dostun çirkinliklerine, hoşa gitmeyen hâllerine dayanmalı, hatasından incinmemelidir.
Dosttan yüz çevrilmemeli, dosta karşı çıkılmamalıdır.
Gerçekten de rahmeti bol olan Allah, kullarının ayıplarından, günahlarından, noksanlarından dolayı onlardan yüz çevirmez.
Tam bir iyilik ve sevecenlikle onlara rızkını verir.
İşte kinsiz, karşılıksız dostluk budur."
Sayfa 50Kitabı okuyor
"Dini iki şeyle koruyun: Cömertlik ve iyi huylulukla."
"Zahitlere özgü olan mal cömertliği, cihat edenlere özgü olan ten cömertliği, gazilere özgü olan da can cömertliğidir. Ariflere özgü olan cömertlikse gönül cömertliğidir. Gönül cömertliğinden daha iyi bir şey görmedim. Elinizde bulunanla yetinin; başkalarının elinde bulunan şeyden de umudunuzu kesin. Peygamberlerin büyüklüğü peygamberlikte, bilginlerin büyüklüğü alçak gönüllülükte, ermişlerin büyüklüğü bilimde, yoksulların büyüklüğü yetinmede, zenginlerin büyüklüğü cömertlikte, ibadet edenlerin izzeti de halvettedir.
Dini iki şeyle koruyun: Cömertlik ve iyi huylulukla."
Sayfa 50Kitabı okuyor
Şems Manevî Bilim İçin Der Ki...
"Manevi bilim üç şeyle elde edilir. Zikreden dil, şükreden yürek, sabreden ten. Bilimsiz bir vücut, susuz bir şehre benzer; sonunda kuru bir kalıptır.
Vücudu perhizle, ahlakla, kararlılık ve çabayla sulandırmalı ve bezemelidir."
Sayfa 50Kitabı okuyor
Muhammedi Muhabbete Doyulur Mu Hiç?..
Arif o kişidir ki, dostun zikrinden geri kalmaz, onun dostluğuna doymaz.
Rıza sofrasında, dostun ağzına giren zikirden daha tatlı bir yemek yoktur...
Sayfa 49Kitabı okuyor
Farkında Mıyız Acaba?..
Her şey insana adanmıştır; insan ise kendisine, kendi gerçeğine adanmıştır.
Allah, insanoğlunu ululadığını söylediği hâlde, gökleri ululadığını buyurmadı. Göğe varsan da, onun üstüne çıksan da yararı yok. Yine, yedi kat yerin dibine geçsen de yararsız.
Gönle girmek, gönül sahibine yâr olmak gerek. Bütün peygamberlerin amacı gönüldür.
Ve insan kendisini bilince her şeyi bildi demektir.
Sayfa 47Kitabı okuyor
Öyle bir söz ve gerçek ki, zaman ve yerin üstündedir.
Ne dünü var, ne bugünü, ne de yarını...
Aşkın zamanla, yerle ne işi var?..
Sayfa 47Kitabı okuyor
Bahaeddin Veledin Kervanıdır Bu Kervan, Ya Bizimki Nasıl Olurdu?..
Öyle bir kervan ki yükü ne altın, ne gümüştü, ne dünya nimetlerini, ne Hint'in amberini, ne Çin'in ipeklisini taşıyordu.
Bir kervan ki kitap yüklü, bilim yüklüydü, ne koruması, ne kılıcı, hatta ne de kılavuzu vardı.
Koruması Allah, kılıcı inanç, kılavuzu bilim...
Sayfa 26Kitabı okuyor