Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çağla

İşe Çıkılacak Gün
Umut çok garip bir şey, insanı olduğundan daha aptal etmeye yetiyor.
Sayfa 44
Reklam
Benim Adım Feridun
Yaz akşamlarının insana yaşadığını hissettiren bir tadı var hakikaten de. Büyülü ve ölümsüz olmamaya içerleten bir tat. "Acaba daha böyle kaç yaz görürüm, ayaklarımı böyle gece serinine salıp, ağırlaşan havada asılı kalan yaz kokularını daha kaç kez solurum acaba?" dedirten cinsten.
Sayfa 39
Benim Adım Feridun
Yarını planlayarak yapılan düğünlerde hep dün konuşulurdu çünkü, biliyordum.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Benim Adım Feridun
Bir gün kendilerinin ve yanlarındakilerin öleceğini unutup nasıl da neşelenebiliyorlar bu kadar diye geçirdim içimden. Hepsi eninde sonunda yalnız kalacak ve yalnız ölecekti. Canım sıkıldı. Bütün bu olan bitenden, bütün bu yaşadıklarımızdan, yaptıklarımızdan, biriktirdiklerimizden, gördüklerimizden sonra illaki ölecek olmak hakikati içimi burdu. Ölmek olmasa yaşamak ne güzeldi. Oysa insanlar sırf bir gün öleceklerini bildikleri için bu kadar çok seviyorlardı yaşamayı. Ondan neşelenip duruyorlardı böyle her vesileyle, toplanıp.
Sayfa 31
Benim Adım Feridun
Çay bahçesinden kalkıp Çuğra tarafına yürümeye başladım. Kamplar, oteller, pansiyonlar, parmak arası terlikler, beyaz atletlerin içinde daha gevrek duran bronzlaşmış omuzlar, kızarmış burunlarının derileri soyulmaya başlamış, dondurma yiyen çocuklar, bisikletlerin peşinden koşan güzel gülüşlü köpekler ve mısırcılarla dolu bir dünya. Sanki bütün bu yüklerinden kurtulmuş, bu hafiflemişlerin dünyasında, kafamın ve göğüskafesimin içinde erimiş demir taşıyormuş gibi yürüdüm bir müddet, kederle. Geçsin istiyordum, nefesim genişlesin istiyordum artık.
Sayfa 29
Reklam
Benim Adım Feridun
Nereye gidersen git, aklını da, cesedini de yanında taşıyorsun. Kendini birine emanet edip, fırsattır deyip tüymedikçe bu alevli azaptan kurtulmanın yolu yok. Ölesiye bu canın içindesin çünkü.
Sayfa 28
Benim Adım Feridun
Meydandaki çay bahçelerinden birine oturmak geldi içimden sonra. Çünkü Erdek bir kitap olsaydı, bu çay bahçeleri ilk cümlesi olurdu onun. Gelindi mi oturulmalıydı. Bir çay, birkaç sigarayla, kıyıda kayığında ağ onaran, çapari kösteği hazırlayan balıkçıları seyretmek, bir tost isteyip, bacaklarıma sırnaşan kedilere atmak, yakın masalarda konuşulanları dinlemek, birini bekliyormuş gibi ikide bir saate bakmak iyi gelebilirdi. Gelmeliydi en azından. Gözüme kestirdiğim ilk çay bahçesine girdim.
Sayfa 27
Benim Adım Feridun
Kendimi iyi hissetmenin değilse bile kötü hissetmemenin muhakkak bir yolu olmalıydı, ölmedik ya?
Sayfa 25
Benim Adım Feridun
Kimseyi istemiyorsun yanında, ama durup durup da yalnızlıktan şikâyet edesin geliyor. Bir şeyden şikâyet edebilmek için bile insan lazım.
Sayfa 24
Benim Adım Feridun
Yaşa, işe, güce, itibara en ufak hürmeti olmayan bu acıya aşk acısı diyorlar. Kim olursan ol, seni saklandığın yerde er ya da geç buluyor, gelip göğüs kafesini ateşle sıvazlıyor ve sen içeride kapkara kurum tutuyorsun. Ağzını açsan, alevler püskürüverecekmişsin gibi, ciğerlerine damla damla kurşun eritiyorlarmış gibi. Kolay kolay geçmiyor, geçtiğinde de sen geçmiş olduğunu bile fark etmiyorsun. Yağmurlu havalarda sızlayan eski bir kırık gibi şızlayıp duruyor, kendini hatırlatıyor. Bir tadı, bir kokusu, bir eti var hatta, bir kütlesi; gelip göğsüne oturmasından belli. Kokusunu, kütlesini hesap edemiyorum ama bir tadı varsa bence o genizde kalmış greyfurt tadını andırıyordur. Çok sevdiğin bir şeye benzeyen, ama o olmadığını da bal gibi bildiğin bir tat; acı, buruk, portakala benzeyecek neredeyse, değil ama işte. Hani kelime çok havalı olmasa, "kekre" diyeceğim. İstediğin kadar yut- kun, üstüne istediğini ye, iç; geçmiyor, genzinden aşağı yuvarlanıp gitmiyor. Ne yediğinden anlıyorsun ne içti- ğinden. Allah belasını versin.
Sayfa 23
Reklam
Sen O Zaman Parasız Yatılıdaydın
Zaman kendi içinde büyük büyük odalara bölünmüştü sanki.
Sayfa 20
Şimdi Sevişme Vakti
Bir kere duyursam hele güzelliğini, tadını, Sonra oturup hüngür hüngür ağlasam Boş geçirdiğim, bağırmadığım sustuğum günlere Mezarımda bu güzel, uzun kaşlı boyacı çocuğunun Oğlu bir şiir okusa Karacaoğlan'dan Orhan Veli'den Yunus'tan, Yunus'tan...
Sayfa 3
Şimdi Sevişme Vakti
Söylemeliyim Yok Yok...meydanlarda bağırmalıyım, Bu küçük Güllerin buram buram tüttüğü Anadolu şehri kahvesinde Kiraz mevsiminin Sevişme vakti olduğunu.
Sayfa 2
3.887 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.