Otobüs saatleri de uzamış sanırım .....umarım
Yarım saat metrodan eve yürümek yerine otobüse binmek iyi olurdu doğrusu 😁
Ya zaten normalde de bu olmalı
Yani ramazan için değil her zaman bu olmalı
Çünkü metropolde yaşayan ve çalışan kadınları düşünmesi lazım devletin ....unutmadık Özgecan ' ı :(
Ama nerdeeee......offff offff ne doğru ki ulaşım doğru olsun :( her şey zulüm ,her şey çile :(
Gültuğba
@Parlaksiyah
·
19 Mart 00:41
Metro saati 1 e kadar çekilmiş eyiii
Ne mubareksin ramazan 🤣
İyi bari geçeyim eve uyuyayım
Yoruldum daaa
Hanımı ile birlikte Müslüman olan Ebû Eyyûb (r.a.) ensardan ilk iman edenler arasında yer almıştır. İkinci Akabe’de biat etmiş, Hz. Peygamberle (s.a.s.) birlikte Bedir, Uhud, Hendek başta olmak üzere bütün gazvelere katılmıştır.##Müslümanların, İstanbul’u ilk kuşatmasında bulunmuştur. Bu kuşatma devam ederken hastalanarak 669 yılında vefat etmiştir. Vasiyeti üzerine bir askerî birlik tarafından surlara yakın bir yere defnedilmiştir.##Resûl-i Ekrem (s.a.s.), Medine’ye hicret edince konaklayacağı yer hakkında, devesinin çökeceği yere en yakın eve misafir olacağını söylemişti. Bu sebeple kendisini taşıyan devenin çöktüğü yere en yakın ev olan Ebû Eyyûb’un (r.a.) evine yerleşerek burada yedi ay misafir kaldı. Bundan dolayı Hz. Ebû Eyyûb, ‘Hz. Peygamberi (s.a.s.) ağırlayan kimse’ anlamına gelen “Mihmandâr-ı Nebî” unvanıyla anılmıştır.##Kendisinden 150 hadis rivayet edilmiş olan Ebû Eyyûb’un (r.a.) haksızlıklara tahammül edemeyen, doğru bildiğini söylemekten çekinmeyen bir kimse olduğu nakledilmiştir.
İşte böyle kuzum, anlayacağın şu ömrümde pek çok şeye göğüs gerdim. Hani diyor ya Ahmet Arif; aç kaldım, susuz kaldım. Parasız kaldım. Annem, babam, seninle de tanıştırdığım küçük kız kardeşim, üniversite arkadaşlarım, bir masada gülüp eğlendiklerim; benim de figüranlığını yaptığım, kimi zaman ana karakterlerinden olduğum onlarca güzel insanın
İçimizdeki şeytan Ömer ve Macide’nin aşkını ve bu aşkın zaman içerisinde yıkılışını anlatır. Ömer postahanede çalışmakta ve üniversitede okumaktadır. Macide hanımı gördüğü gibi aşık olur. Macide ise musikiye merak salmış genç bir kızdır bu merakından dolayı Emine hanım vasıtasıyla İstanbul’a getirilip konservatuvara yazdırılmıştır. Macide
Trendeki Yabancılar
PATRICIA HIGHSMITH
Seviye 4
Michael Nation tarafından yeniden anlatıldı
Seri Editörleri: Andy Hopkins ve Jocelyn Potter
Pearson Education Limited
Edinburgh Gate, Harlow,
Essex CM20 2JE, İngiltere
ve dünya çapında Bağlı Şirketler.
ISBN 0 582 41812 7
Trendeki Yabancılar telif hakkı 1950 Patricia Highsmith Bu
uyarlama ilk olarak
"Sahi mi? Ben öyle hatırlıyorum... Nihat'la Profesör Hikmet'e anlattım. O zaman sen yok muydun? Neyse, fakat kaynını hapisten kurtarmak için vezneden iki yüz lira aldığını, bunu yerine koyamadığı için defterlerde kalem oynatıp işi idareye çalıştığını herhalde söylemiştim. Aylardan beri hep tereddüt
içindeydi. Kaynı mahkûm olsa,
Güzel fakat kibirli Eskimolu bir genç kız olan Sedna, bir fırtına kırlangıcıyla evlenmek için babasının evinden kaçmış. Kuş Sedna ya söz vermiş: onu harika bir ülkeye götürecekmiş, orada hiç aç kalmayacakmış, çadırlar en kaliteli hayvan derisinden yapılma olacakmış, en yumuşak ayı postalarında uyuyacakmış ama kız oraya gidince görmüş ki çadır soğuğu ve rüzgârı geçiren balık derisinden yapılmaymış. Üstüne yatacağı tek şey eski ve sert mors derileriymiş, tek yiyeceği de çiğ balık artıklarıymış.
Bahar gelince babası kızını ziyarete gitmiş ve onu fırtına kırlangıcının ülkesinde ümitsiz ve bitkin bir halde bulmuş. Bunun üzerine kızının kocasını öldürmüş ve Sedna'yı alıp kayığıyla eve doğru yola koyulmuş.
Fakat kuşlar intikam almışlar. Muazzam bir fırtına çıkarmışlar. Babası da kuşları yatıştırmak için kızını denize kurban vermek zorunda kalmış. Kızını kayıktan buzla kaplı denize atmış. Kız ısrarla kayığa tutununca parmaklarını teker teker kesmiş. Denize düşen her parmak balinaya ya da fok balığına dönüşmüş. Sonunda deniz Sedna'yı parçalayıp yutmuş ve onu metresi yapmış. Denizin tanrıçası.
Bu eski Sedna efsanesi elbette, kibrin ve babaya itaatsizliğin yol açacağı tehlikeler hakkında genç İnuit kızlarını uyarmaya yönelikti ama öte yandan, ölmemek için yatıştırmak zorunda kaldığımız, kontrol edemediğimiz acımasız öğelerden de bahsediyordu.
Bulunduğunuz çevreyi yücelterek kendinizi yüceltirsiniz. Onlara ihtiyacınız sürerken, doğru zamanda beklediğiniz ve kendinizi ona göre ayarladığın daha iyi bir eve ve çevreye kavuşursunuz.
Bulunduğunuz çevreyi yücelterek kendinizi yüceltirsiniz. Onlara ihtiyacınız sürerken, doğru zamanda beklediğiniz ve kendinizi ona göre ayarladığınız daha iyi bir eve ve çevreye kavuşursunuz.
''Hayatımın en güzel anıymış, bilmiyordum.'' syf.11
Her şey, Kemal Basmacı veya Kemal Bey'in bir gün nişanlısı Sibel ile birlikte Nişantaşı'nda gezerken nişanlısının Şanzelize Butik'in vitrininde bir çanta görmesiyle başlıyor. Ertesi gün butiğe çantayı almaya giden Kemal Bey akrabası olan Füsun'un orada
Eve Dönüş
Tao/T'ien/Ti/Arch-Kami'nin göğü ve yeri oluşturmasının nedeni insanları oluşturmaktı, insanları biçimlendirmesinin nedeni ise onların Kendisine giden doğru yolu takip ederek bilge olmalarıydı. Anne-babalar çok sevdikleri çocuklarını üniversite okumak üzere uzaklara gönderirler, onlar da bu görevi tamamladıktan sonra geri döndüklerinde sevinirler. Allah şöyle buyurmuştur: “Ben gizli bir hazineydim ve bilinmeyi arzuluyordum.” Dünya denen bu uzak okulda insanın amacı, Allah'ı ( marifetullah : Gnosis veya Allah bilgisi) öğrenmek, O'na dönmek ve Saklı Hazineyi ( keşf : keşif veya açığa çıkarmak) bulmak ve böylece bilge olmaktır. . Bir mutasavvıf bilgenin (Erzurumlu Osman Bedreddin) belirttiği gibi, "Varlığın amacı Allah'a kavuşmaktır."
Tao/T'ien/Ti/Arch-Kami'nin oluşturduğu ilk şey Peygamber'in Buda doğası, Muhammed'in Gerçeği ( haqiqa al-muhammediyya ) idi. Buna aynı zamanda Muhammed'in Işığı veya Ruhu ve Kalem de denir (çünkü o, evrenin alıcı levhası üzerine yazan muazzam bir ışık demetidir). Bu ilk ışık ve ruhtan On Bin Şey oluştu. Bu nedenle "Resul mü'minlere canlarından daha yakındır." (33:6)
Peygamber, Yükseliş ( meeraj ) adı verilen bir süreçte Aydınlanmayı (bir anlamda feth : karanlığın fethi) aldı ve burada Mutlak Gerçekliğe yükseltildi. Bunun bir göstergesi olarak
Yolculuk sırasında Resmi Dua, Peygamber'in tüm takipçilerine hediye olarak bahşedildi. Resmi Dua, Aydınlanmaya giden kraliyet yoludur. Bu, müminin yükselişidir. Peygamber'in Mihri'nde, tüm müridlerinin Hakk'a ve Nur'a ulaşabilecekleri bir yol -Resmi Dua- açılmıştır.