Canı yanan çocuk annesine bakar, teselli ister. Bir göz teması, bir teselli cümlesi. Sonra büyürüz. Etrafta fazla kimse kalmaz. Olgunluk artık, canımız yandığında kendi kendimize teselli verebilmek, "içimizdeki çocuk'un başını okşayabilmektir". Film: Esaretin Bedeli
Nuri Bilge Ceylan
Nuri Bilge Ceylan: "Her şeyin boş gelme duygusu beni çok kolay etkisi altına alabiliyor. Şu an ne yapacağımı bilmiyorum. Duygularıma bırakıyorum, bekliyorum, kitap okuyorum, geziyorum. Sonra kendiliğinden bir şey yavaş yavaş hakimiyet kuruyor üzerimde. Film çekmek için onu bekliyorum. Belki de artık hiç film çekmem, bilmiyorum."
Reklam
Doctor Strange (2016)
Hayata anlam veren ölümdür. Günlerimizin sayılı, zamanımızın kısa olduğunu bilmek için.
384 syf.
10/10 puan verdi
Kartal Pençesi Ebruli
Merhaba, bugün canım seriyle vedalaşma zamanı Hani ne yazarsa okurum dediğimiz yazarlar vardır ya benim içinde https://1000kitap.com/payelll_ ne yazarsa okurum dediğim yazarlardan. Her kitabinda kadın karakterler güçlü,adamlar ise çok güzel seviyor.Daha ne isteyeyim. Eh tabi çok güzel bir arkadaş grubu da olursa,dönen muhabbetler,asktan basi dönmüş karakterler
Kartal Pençesi - Ebruli
Kartal Pençesi - EbruliPayelll · Parola Yayınları · 202414 okunma
Kalbim Kanlı çakıl taşlarıyla dolu Seni çok özlüyorum, Elan... Beni alıp doktorlara götürüyorlar Haplar, otlar, boklar veriyorlar bana Kendine bile hayrı olmayan Tek çocuklu ahırlar ve dualar veriyorlar
Next Floor, Denis Villeneuve’nin müthiş bir kısa filmi. Filmde, terk edilmiş çok katlı bir binanın üst katlarında kurulu on iki kişilik bir yemek masasının çevresinde farklı yaşlardan burjuva giyimli erkek ve kadınlar, masa çevresinde dört dönerek servis yapan şık garsonlar, bir klasik müzik triosu ve masada aklınıza gelebilecek her türden et var. İnsanlar vahşice masa üzerinde ne varsa mideye indirmektedirler. O insanlar her katta biraz daha şişmanlamakta, şişmanladıkça da bir kat aşağıya inmektedirler ve asla ve asla yetinmeyip hep daha fazlasını istemektedirler. Film insanoğlunun/burjuvazinin doyumsuzluğunu gerçekten müthiş anlatıyor. Kesinlikle izlemenizi öneririm.
Reklam
Her roman merakla seyrettiğim uzun, esrarlı bir film gibiydi.
712 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Yillar önce ders olarak üniversitede ingilizcesini okuduğum Büyük Umutlar beni epeyce etkilemişti. O dönemin cocuk yetistirme psikolojisi, insan davranışları, toplum yapısı üzerine tartistigimizi da iyi hatırlıyorum. Bu baglamda bile Kemalettin Tuğcu romanlarının ötesine geçemediğini belirtmeliyim. Fakat artik günümüzde gerçekten geçerliliğini yitirmiş,cok basit bir anlatımla okuyucuya temcit pilavı gibi sürekli sunular klasiklerden bir kısmının mutlaka okunması gerekenler disinda tutulması en sağlıklısı olsa gerek. Charles Dickens iyi bir gözlemci olabilir ama iyi bir edebiyatçı değil. Film senaryosu tadında basit cümlelerle tasarladığı kurgu Türk film senaryosunun acıklı temel taşı aslında. Bu yüzden okumaya yeni başlamış, okumasını hızlandırmak isteyen ya da hafif birseyler okuyayım diyenler için iyi bir seçenek olabilir. Ama ileri seviyede bir okuyucuyu tatmin etmeyen bir klasik eser olarak ben bu kitabi kitapligimda tutmamaya karar verdim.
Büyük Umutlar
Büyük UmutlarCharles Dickens · İş Bankası Kültür Yayınları · 202113,9bin okunma
İçinden Kitap Geçen Filmler
Derman ❄️ Bu sahnede Mürvet Ebe ya da köylülerin kendisine seslendiği lakabıyla Derman, kardan kapanan yollar yüzünden mahsur kaldığı köyde tek göz odalı bir evin 2 çocuğu, hamile gelini, oğlu ve babasıyla günleri geçirmekteyken elinde daha sonraki sahnelerden birinde çizgi roman olduğunu anladığımız bir kitap okuyor. 1983 tarihli film zaten bir öyküden uyarlama. Osman Şahin’in film öyküsü olarak yazdığı Derman’ı Ahmet Soner senaryolaştırmış, Şerif Gören yönetmenliğini yapmış, Hülya Koçyiğit, Tarık Akan, Nur Sürer ve Talat Bulut da oyunculuklarıyla döktürmüş. Her zaman her şartta okumak ya da okumayı düşünmek ne güzel bir umuttur, değil mi?
Reklam
"Pek çok insan boşluğun farkındadır; ama umutsuzluğu görmek cesaret ister."
392 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Kitap ilk Leylanın çöp kutusunda ölmeden önce ve öldükten sonra son 10 dakikada yaşadıklarının film şeridi gibi kafasından geçmesiyle başlar.Sonra kitap ilk annesinin çocuk yaşta babasına çocuk doğurması karşılığında kuma verilmesiyle devam eder.Sonra tabi 14 yaşında olan annesi Leyla oluncaya kadar hep düşük yapar.Sonra Leyla olur her şey düzeldi tam mutlu oldu derken kocası o çocuğun annesi eski eşi olsun sen bir daha doğurursun diyip elinden alır.Leyla annesini teyzesi olarak bilerek büyür.Bir gün teyzesi annen benim der ama o inanmak istemez .Sonra asıl hayatını değiştirecek ve onu geneleve gitmeye zorlayacak olaylar başlar.Çok dram yazmaktan bile çekindiğim belki bir yerlerde hala olan olaylar ...Sonra geneleve düşer.Orada Ali ile tanışır ve evlenirler tam mutlu olacak Ali ölür.Bu arada beş arkadaşının biri hastalanır onun tedavisi için tekrar o işlere girer.O iş sonrası iki şerefsiz yüzünden acımasızca katledilir.Arkaşlarının her türlü uğraşına rağmen Leylanın cesetinin kimsesizler mezarında isminin bile olmadığı bir sayıdan ibaret olan mezartaşının olduğu mezarlığa gömülür.Kitap arkadaşlarının bir gece mezardan Leylanın cesetini çıkartıp denize atmalarıyla biter.
On Dakika Otuz Sekiz Saniye
On Dakika Otuz Sekiz SaniyeElif Şafak · Doğan Kitap · 20195,5bin okunma
Çatlak Yumurta (Kısa Hikaye)
Hikayenin ismine bakınca karikatürden uyarlanmış çizgi film karakterlerinin hikayesi gibi geliyor ilkin aklınıza ama çizgi film değil bu anlatacağım hikaye. Biraz eskilerdeki sır kapısı hikayeleri gibi yaşanmış bir hikaye. O tarihlerde Ege’nin küçük bir sahil semtinde yaşıyordum. Yazın en sıcak zamanları Ağustos ayıydı. Hava o kadar sıcak
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.