Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Firdevs

Zeka sahibi varlıklarda dışa açılmak, yıldızlara ulaşmak, yerçekimi hapishanesini arkalarında bırakmak gibi içgüdüsel bir arzu mu vardı acaba? İnsanları defalarca gezegenlerarası seyahatler düzenlemeye, Dünyanın yaşanabilir tek yer olduğu bir güneş sisteminin ölü gezegenlerine tekrar tekrar gitmeye zorlayan neden bu olabilir miydi? Sonsuzluğun durmadan uğraştığı yanlış uygulamalara neden olan bu kaçınılmaz başarısızlık, insanın her şeye rağmen bu hapishaneye dönmek zorunda olduğunun bilincinde olması mıydı?
Reklam
Ulusallığın bir başka belirgin karakteristiği kültürse, özgürlük ve bağımsızlık alanında, 'sistem'e karşı gösterilecek direnişin, kültür alanında da gösterilmesi gerekiyor. Ulusal kültürü, ulusal geçmişten yararlanmadan yaratamayız. Bu da, İnönü döneminde olduğu gibi Yunan/Latin klasiklerini başucu kitabı yapmakla olmaz, tam tersine, Mustafa Kemal döneminde olduğu gibi, Türk Tarih Kurumu'nun, Türk Dil Kurumu'nun, işi ciddiye alıp, ulusal tarihi ve dili, üzerinde çalışacak zemin olarak belirlemesi ile olur. Buysa, içinden geldiğimiz Doğu/İslâm/Türk/ Bizans kültürlerinin, çağdaş yöntemlerle kaynaştırılması, bileşkesinin alınması anlamına gelir. Bilmem farkında mısınız, sıraladığım bu şeyleri yapmak, yaratıcılığı zorunlu kılıyor. Zaten İnönücülükle Atatürkçülük arasındaki gerçek fark da buradadır. Mustafa Kemal yeni bir ülke yapmayı istiyordu, İnönü ise bu ülkeyi Batılı emperyalist sistemin ülkelerine benzetmeyi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sözgelişi Mustafa, bıçak gibi keskin toplumcu olduğunu söyler. Mustafa Kemal'i tanımaz, bunu yapmakla ülkenin geçirdiği bir demokratik devrimi hiçe saydığını, böyle toplumsal bir olayı hiçe sayarak sosyalist bir dönüşümü hiçbir toplumsal kökene oturtamayacağını unutur. Sözgelişi Ahmet açıkça söylemez ama, biliyorum gizliden gizliye şeriatçıdır, en azından tutucu, Türkiye'nin keferenin tasallutundan kurtarılmasını diler de, bu işi savaşarak yapan Mustafa Kemal'i hesaba katmaz, buna karşı Alman emperyalizmini memleketin harim-i ismetine sokan Abdülhamid'i ve önemini abartır. Neden hep aynı neden, sağcısı da solcusu da, gerçekte şu son otuz yıllık iktidarların muhalifidirler, oysa şu son otuz yıllık iktidarlar, Mustafa Kemal'in devrimini yozlaştıra yozlaştıra 'sistem'in denetiminde bir Filipin demokrasisi kılığına sokmuş, ama bunu Atatürkçülük etiketi altında yapmışlardır, bu da giderek Atatürk'e karşı olunmasını olağanlaştırır. Onların düşüncesine katılmadığımı tekrarlamam gerekir mi?
Romanlarımdan birindeyse, (Kurtlar Sofrası'nda mı?) Kuva-yı Milliye kuşağından bir yaşlı kahraman der ki: Cumhuriyetçi olmanın ne büyük bir inkılâpçılık demek olduğunu anlatamadık! Herkese padi- şahın kovulması, halk hâkimiyeti rejiminin getirilmesi oyuncak geliyor. Cumhuriyet'in, ne büyük bir yenilik hamlesi olduğunu, genç nesle anlatabilseydik, Cumhuriyetçi kuşaklar başlangıçtaki atılımı sürdürebileceklerdi." Doğru, anlatamamışlardır: Bizim kuşak ki, düpedüz Cumhuriyet kuşağıdır, o bile Cumhuriyetçiliği inkılâpçılık saymamış, Cumhuriyet'i ilân eden, ondan sonraki gelişme adımlarını atan adamları, bir bürokrat oligarşinin kalantorları olarak görmüştür. Öyledir ama, bu Cumhuriyet'in varlığını da, tek dereceli serbest seçimle somutlaşmasını da gölgelemez. Nasıl ki, Cumhuriyet yönetiminin Anadolu toprağını, karınca kararınca şenlendirdiğini gölgelememelidir.
Reklam
"... Hangi istiklâl vardır ki yabancıların nasihatlarıyla, yabancıların planlarıyla yükselebilsin?" MUSTAFA KEMAL 6 Mart 1922
Firdevs
@firdevsdemirel·2024 okuma hedefini ekledi.
2024 OKUMA HEDEFİ
2/40 kitap - %5 tamamlandı
2 kitap okudu
40 kitap
392 sayfa
0 inceleme
12 alıntı
6 günde 1 kitap okumalı.
136 syf.
7/10 puan verdi
·
43 günde okudu
Bela Çiçeği
Bela ÇiçeğiAttila İlhan
8/10 · 1.585 okunma
385 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.