Bir polisiye romanından beklenenleri karşılamayan bir kitap olmuş. Zira Başkomiser Nevzat okuyucudan daha geriden geldiği için olaylar heyecan ya da merak uyandirmiyor. Her bölümün daha başlıktan tahmin ediliyor olması, ana temayla ilgisiz birçok bölüm içermesi, diyalogların çok yuzelsel ve yapay olması kitabın içine girmeyi engelliyor. Anlatımın sadeliği kitabı akıcı hale getirse de okuyucu karakterle bağ kuramıyor çünkü onlar da son derece basit ve yüzeysel işlenmiş. Kitabın, hakkında olumlu yorum yapabileceğim tek yönü : Hayır akiciligi değil. Suç-ceza-empati gibi olgular üzerine düşünmeye davet etmesiydi. Özellikle, suçluyla gereğinden fazla empati kurmanın mağdura haksızlık anlamına gelebileceği,anlamaya çalışmakla hak vermek arasındaki ince sınır gibi konular düşünmeye değerdi.
Spoiler:
Kitap boyunca kimi tahmin edecek olsak Nevzat Başkomiser de onu tahmin ederek katilin o olmadığını hissettirdi. Katili bulduran ise zeka ve yetenekten ziyade tesadüfler oldu. Kusursuz cinayetler işleyen Körebe'nin son kurbanı Nevzat'ı öldürme işinde bu kadar acemice ve akilsizca davranması inandiriciliktan uzaktı. Ayrıca malesef katilin alakasız ve önemsiz bir karakter olması kadar çok konuşup gevezelik ederek sıradanlaşması da hayal kırıklığı idi.