Bizim toplumumuzda üniversitenin ne olduğunu kavramak konusunda zihni bir tembellik vardır. Geçmiş zaman içinde özellikle rektörlük ve dekanlık meraklısı bazı öğretim üyeleri, hükümetlerle anlaşıp bütçeden para ayırtmış ve ülkenin ücra köşelerinden sözde üniversiteler kurmuşlardır. Üniversitenin bir fabrika veya liman gibi bu yörelerin kalkınmasını sağlayacağını ve oralardaki gençlerin okuyacağını ileri sürmüşlerdir. Kuşkusuz hatalı bir görüştür. Üniversite azgelişmiş bir yöreyi kalkındıramaz. Büyük şehirlerdeki üniversiteler geliştirilir, azgelişmiş yörelerin gençlerine kontenjan ayrılır ve yeterli burslar verilirse bu gençlerin okuması sağlanmış olur ki, daha akıllıca ve ekonomik bir seçimdir. Anadolu gençleri üniversiteyi büyük şehirlerde okumalıdır. Çünkü üniversite mezunu, ulusal aydın grubunun aday üyesi demektir. Ulusal aydınımızın ise milyonların yaşadığı, kültür hareketlerinin yoğunlaştığı büyük şehirde yetişmesi gerekir. Gençliğini ve en verimli öğrenme çağını Ankara ve İstanbul gibi, şehirlerde geçirmek niçin sadece orada doğup büyüyenlerin tekelinde olsun? Üniversite gençliği büyük şehirlerin havası içinde olgunlaşmalıdır. Geleceğin hekimleri, hukukçu ve öğretmenleri için bu deneyim, eğitimin en önemli bölümüdür.
67 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
2023 Okuma Listesi - 5. Kitap Tezer Özlü’nün otobiyografi niteliğindeki Çocukluğun Soğuk Geceleri adlı kitabı 2023 okumalarımın arasındaydı. Yapı Kredi Yayınları, Nisan 2013 baskısı. Tezer Özlü’nün en sevdiğim kitabı olduğunu söyleyebilirim. Tek bir kitabını oku deseler bunu seçerdim. Bir solukta okuyup bitirdim. Kendimi o kadar kaptırmışım ki,
Çocukluğun Soğuk Geceleri
Çocukluğun Soğuk GeceleriTezer Özlü · Yapı Kredi Yayınları · 201816,2bin okunma
Reklam
H.A
1.kısım Hayatın anlamı nedir?" sorusu hakiki bir soru mu yoksa yalnızca hakiki gibi görünen bir soru mudur? Tanrı, stratejik bir amaçla dünyayı yaratmış göksel bir mühendis değildir. O, dünyayı yalnızca kendi memnuniyeti ve yaratma hazzı uyarınca yaratmış bir sanatçıdır. Philosophical Investigations" gibi bir çalışmada
Nefs, Akıl ve İmaN
İlim ve Sanat, IV, 23 (1989) Çağdaş toplumlar, yirminci yüzyılda gerçek bir cahiliyet devri yaşıyor. Bunca bilimsel ve teknolojik ilerlemeye rağmen çağın insanı mutsuz ve muzdarip, savaşlar, sömürüler, yalanlar, çılgınlıklar, zulümler, edepsizlikler, sefaletler, dengesizlikler, cinayetler, intiharlar, hastalıklar... İnsanlık özlediği huzur ve
Geçmiş zamanı bir daha yaşamak ancak hatıralar sayesinde mümkün olabilir ve meşhur tabiriyle "Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer."
314 syf.
8/10 puan verdi
.... Kitaba bir rüya ile başladık Yalom'un rüyası; annesiyle konuşmadığı şeylerin, kuramadığı yakın ilişkinin bilinçaltındaki kısmının rüyaya yansımasıydı. Bastırılan her duygunun bir yerlerde, en kötü rüyalarda çıkıverme özelliği vardır. Tamamlanmayan hikayeleri sevmez beyin, arka planda ki bizim çoğunlukla farkında olmadığımız o büyük sahnede(bilinçaltında) her şey tıkır tıkır işler. Psikiyatrist dediğimiz insanların görevi de bilinçaltında bulunan bilgileri bilinç düzeyine indirgemek ve hastaların bunlarla yüzleşmesini sağlamak. İyi, güzel hoş da hayatın anlamı neydi peki? Sonun ölüm olacağını biliyoruz ne bu yaygara o zaman, ya da nasıl hiç ölüm yokmuş gibi yaşayabiliyoruz; ölüm neden pornografi kadar yasaklanıyor? Anın tadını mı çıkarmalıyız gerçekten, en sonunda hepimizin geberip gideceği bir hayatta nasıl tamamen karamsarlığa gömülmeden yaşayabiliyoruz? Gibi soruların her bir bölümde iyimser ve sizi hayata bağlayacak açıklamaları mevcut. Yalom kendi tabiriyle hastalarının ona bir şeyler öğretmesine izin verdiği seanslarda hep ilk bölümde okuduğumuz rüyaya göndermeler yapıyor; Yalom'un kendisiyle yüzleşme süreci diyebiliriz. (Ki zaten öyledir: kendinizi bir kere keşfe çıkınca geçmiş olsun asla bitmeyecek bir yolculuğa çıkmışsınız demektir.) Yalom hastaları iyileştirdikçe kendisine bir adım daha yaklaştı. Umarım birgün kendisine yıldızlar kadar uzak olan herkese nasip olur. İyi okumalar:)
Annem ve Hayatın Anlamı
Annem ve Hayatın AnlamıIrvin D. Yalom · Kabalcı Yayınevi · 20021,921 okunma
Reklam
Hey gidi günler hey! Geçmiş zaman olur ki hayali cihana değermiş.
Sayfa 56
256 syf.
10/10 puan verdi
Peyami Safa; hemen hemen neredeyse bütün romanlarında modern toplumun getirdiği yozlaşmayı, batılılaşmanın asıl amacını anlayamamış karakterlerin etrafında oluşan hadiseleri anlatır. Batıdan gelen değişim rüzgarlarına kapılıp özünü ve değerlerini hiçe sayanları eserlerine konu edinmiştir. Cânân, bu bağlamda yazılan romanlardan birisidir.
Cânân
CânânPeyami Safa · Ötüken Yayınları · 20163,862 okunma
M(im)
Zaman bir akrep gibi şeyhim Vakit ise çoktan geçmiş mim İşte ebede uzanan elim Kurup yıkar geçmişi dilim Söylesem mi ki bilmem hâlim İçimi kemirir bir vehim Mim dertlerle durunca kaim İnşirâh olur mu her daim Gönülden sırata müstakim Ve takip eder mi iyâlim Sessizce kanayan izim Yüreğe aşikâre gizim Ki nihân olursa kalemim Nerde bulurum kalb-i selim Uzunca olunca emelim Ruhsuz yaşar canda cesedim Mânâya mim de bulurum im... GUSSANÂK
656 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Sadece Bir İyilik
Büyük Umutlar
Büyük Umutlar
,
Charles Dickens
Charles Dickens
ın 13.romanı. Daha oturmuş bir edebi kalite oluşmuş durumda o nedenle. 14 romanı olduğunu düşünürsek, edebi tarzı çok net oturmuş durumda. Bildungsroman yani bir çocuğun yetişkinliğe geçişindeki yaşadıklarının anlatıldığı bir roman türü. Çocuğumuzun adı Pip. Pip i çok seveceksiniz. Benim bugün itibari ile en sevdiğim ana
Büyük Umutlar
Büyük UmutlarCharles Dickens · Can Yayınları · 201713,9bin okunma
Reklam
Ana-Babanın Evladı Üzerindeki 80 Hakkı
İmam-ı Nesefi hazretleri bildiriyor ki: Ana-babanın evladı üzerinde seksen kadar hakkı vardır. Kırkı sağlığında, kırkı vefatından sonradır. Sağlığında olan kırk haktan onu bedenle, onu dil ile, onu kalble, onu da para iledir. Bedenle olan hakları: 01- Hizmet ederek rızalarını almak. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: “Ana-babasına hizmet edenin
Kibir bölümünden alıntılar
Neticeler insanlar için kapalıdır.Aklı başında olan neticeye bakar.Dunyadaki bütün faziletler, akıbet için istenir. Bilmiyorum,belki Allah buna hidayet nasib eder de,benim şimdiki mertebemde olur. Fakat herkese düşen vazife âkıbeti için kendi nefsini ıslah ve kalbini düzeltmekle meşgul olmaktır.Kendisi tehlikede olduğu halde başkasına acımak,
19. Mektup
Sevgili Fiji, en sonki mektubunu aldığımdan bu yana, duvardaki takvimin hesabına göre tam üç ay, üç gün geçmiş. Fakat bana sorsan, üç gün zor derim. Hız çağında olduğumuzu ve zamanın dizginlerini koparmış, doludizgin koşan bir ata dönüştüğünü unutuyoruz maalesef. Daha doğrusu unutmuyoruz, kabullenemiyoruz. Yine bana soracak olsan, zamana karşı
İlim,nefsini ve Rabbini bilmesidir.Kibri izale için bu iki şeyi bilmek yeter.Kul kendisini bildiği zaman, her şeyden âdi ve her şeyden mahrum olduğunu anlar.Bu anlayişda olana yaraşan, tevâzudur.Kul Rabbini de bildiği takdirde,kibriyalık ve azametin yalnız O bin şanı olduğunu idrak eder,anlar. Rabbisinin ululuk ve azametini bilmesini izah babında
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.