Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

200 syf.
10/10 puan verdi
Özet: Okumalısınız.
Dünyanın vicdanı olan bir gazeteci: Eduardo Galeano... Burcu'nun ise şimdiye dek en iyi öğretmeni... İyi ki doğdun, iyi ki yaşadın ve iyi ki yazdın. Hayatına sığdırdığı hikayeleri tüm çıplaklığı ve kendinize dahi söyleyemediğiniz gerçekleri okuduğunuzda, yaşamın verdiği acının ardındaki gizil hazzı coşkuyla tadabiliyorsunuz. Toplanın vicdan meselesi yapmamız gereken konular var. Bilirsiniz, artık üzüntülerimiz, meydan okumalarımız, karşı çıkmalarımız sunidir. Her kötü durum, bir yenisi eklendiğinde unutulur. Kolaylıkla, hiç olmamış gibi. Galiba alıştık: öldürülen kadınlara, öldürülen hayvanlara, tecavüzlere, haksızlığa uğrayan insanlara, hak ettiğimiz değeri görmemelere, köklü bir sistemin yetkisiz mikro elemanları olmaya... Kanıksadık içinde bulunduğumuz karanlığı, sonra unuttuk. Her şeyi unuttuğumuz gibi, her şeyi unuttuk. Unutulanları yeniden hatırlatma cesaretini, tozlanan ve saklanan, gözlerimizi kaçırdığımız gerçekleri söyleme inadının kişilik halidir Eduardo Galeano. Aşkın ve savaşın gündüz ve geceleri... Ne anlatıyor bu kitap? Her şeyi....Bir kitaba en fazla ne sığdırılabilirse, hepsini bulabilirsiniz. Montevideo'da dünyaya gelen yazarımız, doğduğu yerin kendi tarihinden küçük detaylar vererek, kah sevdiği kadınlardan, kah dostluklarından bahsederek, sevişmelerinden yalnız geçen gecelerine, ortak olduğu acılardan kendi iç dünyasındaki karmaşıklara kadar her şeyi bahsettiği, acılarını, hüznünü, mutluluklarını en sade haliyle, gerektiğinde ağdalı sözleriyle anlatmış. Elinize aldığınız kitap, ilk başta minik bir otobiyografi kitabı gibi görünse de, yaşamında her tür insana denk gelen, inanılmaz hikayelere dokunabilen bir gazetecinin kitabıdır. Eduardo'nun bu kitapla birlikte toplam altı kitabını okudum ve şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki: kitapları bilgi ve tecrübe yuvası. Her atlanan sayfada tarihin yanıltmacı, koruyucu tarafından kaçabilen asıl olanları görüyorsunuz ve "nereden geldiğiniz", "kim olduğunuz veya olabileceğiniz" ile ilgili öz değerlendirmeler yapabiliyorsunuz. Hedeflenen: "Geçmiş bilinmeli, unutulmamalı" Kitapta sisteme karşı hikayelerle desteklenen ve her yönden yapılan yargıları gördüğünüzde, şimdiki zamanda benzerlerinin yaşanmakta olduğunu göreceksiniz. Bu, sistemin, temelini sağlamlaştırdığı düşünceleri ve "başarısından" kaynaklıdır. Yani işin özü, tarihin tekerrür edişi, sistemin tekerrür edişinden ileri gelir. Çok eminim ki, tekrar tekrar dönüp okuyacağım bu kitabı. Bir hikayede kendimi bulacağım ya da kendi tanık olduğum hikayelere bu sefer farklı bir gözden bakabileceğim. Her şeyin iç içe olduğu bu dünyada, bir şeyleri bilebilmek, emin olmak gerçekten çok zor... Hatta gelmiş geçmiş en felsefi soruyu soralım şimdi: Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan? Alternatifi:Sistem mi bizi yarattı, biz mi sistemi? Başlangıç nerede? Peki, buun sonu ne zaman? Özellikle, kendinizi bulabilmek, tanımlayabilmek, belli sıfatlara indirgeyebilmek imkansız gibi bir şey. İnsan: duygularının kölesi ve mantığın yaratıcısı. Her şeyi içinde barındırabilen yaratık. Aşkı ve savaşı aynı anda hissettiğiniz oldu mu? Aşıkken, sanki savaştaymış gibi hissetmek... Kendinle savaşmak, zamanla savaşmak, gerçeklikle savaşmak... Ben hissettim. Ayrıca, savaşı hep kaybettim. Kaybetmenin hazzını inkar etmemeyi öğrendim. Kitapta kendimi tutuklu, dışlanan küçük bir çocuk, sebepsiz yere öldürülen ve kim olduğu bilinmeyen birçok insan, devrimci, tecavüze uğrayan, siyasetçi, aşık olan, terkedilen, yalnızlığına mahkum edilen gibi birçok karaktere girdim. İnsan olmanın ağırlığını daha derinden, daha gerçekçi hissettim. Bir dakika ya, benim ne haddime bu kitap için inceleme yazmak... Pek beceremedim zaten. Uyguladığınıza pişman olmayacağınız bir öneridir: Kitabı bence okuyun...
Aşkın ve Savaşın Gündüz ve Geceleri
Aşkın ve Savaşın Gündüz ve GeceleriEduardo Galeano · Sel Yayıncılık · 2020300 okunma
·
83 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.