°Bir kitapta Cemal Süreya olur da o kitap güzel olmaz mı hiç! Tabi ki mümkün değil...
° İlk olarak kitabın konusunu anlatarak başlamak istiyorum. Beşinci sınıf öğrencimiz Berk, ödevi için bir araştırma hazırlığındadır ve kitabevinde tesadüfen Cemal Süreya ile karşılaşır. Aralarında küçük bir sohbet geçer. Oyle ki Berk ne kadar şanslı olduğunu sonradan farkedecektir.
° Burada bir parantez açmak istiyorum. Kitabın konusu çok hoşuma gitti. Keşke herkes bir günlüğüne hayran olduğu yazarla tanışabilse, onunla sohbet edebilse. Ben heralde 
Haruki Murakami ile tanışıp kedilerinin isimlerini öğrenmek, işlettiği restoranında çok sevdiği caz müziği beraber dinlemek, hayatını kendi ağzından duymak, bu kadar büyülü bir dünyada nasıl yaşadığını keşfetmek isterdim...
° Kitabın yazarı 
Erol Büyükmeriç kurmaca öyküsünde gerçek kisi ve mekanlardan yararlanmış. Mesela Kadıköy'de ünlü Gençlik Kitabevi ve onun sahibi Celal Güner hikayemizde geçen gerçek mekan ve gercek kişilerden birisi.
° Kitapta Cemal Süreya' ya ait deyişlere de yer verilmiş. Bu deyişlerde kitapta italik yazılarak belli edilmiş. Yani kitabı okurken Cemal Süreya'ya ait cümleler bulmak mümkün. Bu da öykümüzü gerçekçi bir boyuta taşıyan unsurlardan birisi olmuş.
° Cemal Süreya'nın minik kahramanımızla yaptığı sohbetlerde onunla ilgili bir çok bilgiye ulaşıyoruz. Mesela soyadından 'y' harfinin neden eksik olduğunu onun ağzından dinliyoruz. Ya da Afrika konulu şiirinde geçen imgeleri çocukların dilinden bizlere nasıl aktardigina sahit oluyoruz.
Afrika dediğin bir garip kıta
El bilir âlem bilir
Ki şekli bozulmasın diye Akdeniz'in
Hala eskisi gibi çizilir.
Haritalarda
° Tüm bunların yanında kitapta öğretici birçok unsura rastlıyoruz. Mesela gülmece ile humor arasındaki farkı bu yaştan sonra ben bile öğrenmiş oldum. Kitapta dilimize sonradan giren yabancı kelimeler de kullanılmamaya çalışılmış. Us ve eprimiş kelimeleri dikkatimi çeken kelimelerden birkaçı...
° Kitapta ünlü ressamların tablolarından bahsedilerek çocuklarda farkındalık oluşturulması sağlanmış diye düşünüyorum. Picasso, Van Gogh, Marc Chagall bu ressamların başında yer alıyor.
° Öyküde en çok hoşuma giden bölümlerden birisi de Cemal Süreya'nın minik kahramanımızla yaptığı söyleşide ona önerdiği kitaplar oldu. Kırmızı Balon, Küçük Prens, Guliver, Alis ve Define Adası... Bu, kitabı okuyan çocuklarda merak uyandıracak, ve içlerinde okumadıkları kitaplar varsa bu meraklarını gidermek için en kısa zamanda bu kitaplara ulaşmaya çalışacaklardır diye umuyorum.
İncelememin sonunda resimleyen Zeynep Ozatalay'dan bahsetmek istiyorum. Kitabin başındaki biyografisini okurken samimi bir şekilde tebessüm ettigimi, cok yakın bir arkadaşım olmasını diledim. Onun dışında çizimlerinde yer yer kitap kapaklarının bulunması cok hosuma gitti. Bilinçaltına 'bu kitabı oku' diyerek evrene birtakım mesajlar ilettiğini düşünüyorum.
Son olarak kitapla ilgili olumsuz bir eleştiri yapacak olursam, kahramanımız Berk'in şaşkınlık verecek derecede Cemal Sureya'nın oğlunun çocukluğuna benzetilmesi, bunu konu alacak birkaç olayın anlatilmasinin ardından bir daha bu konuya deginilmemesi, bu konunun havada kalması bir eksiklik olarak dile geçirilebilir.. Ancak bu kadar yoğun bir bilginin verildiği ve bu bilgiler verilirken yormadan, hiçbir bilgi çorba olmadan önümüze sunulduğu bu kitapta bir eksiklik olarak addedilmemelidir.
° Hazirbulunuşluğu yuksek olan 9 yaş üstü cocuklara tavsiye edebileceğim bu kitap gercekten onlar için çok doyurucu olacaktır.
·
39 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.