Gönderi

166 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
Oldukça ilginç bir önsöz ile başlayan kitap akla Orhan Pamuk'un Beyaz Kale ile Umberto Eco'nun Gülün Adı'nı düşürür. Kongar'ın bu kitaplara önem verdiği aşikar. Sultan Mehmet döneminden bir kesit sunan roman medrese içi öğrenci oluşumlarından, ırklar arası casusluğa, saray içi entrikalardan, müderrisler arası felsefi tartışmalara, dinler arası hakimiyet mücadelesinden gizemli şifrelerin esrarına uzanan; geniş yelpazede seyreden hem sürükleyici hem de konu başlıkları itibariyle insanı araştırmaya sevkeden ve işlediği siyasi- felsefi alt yapısıyla sadece geçmişe değil tüm zamanlara hitap eden bir roman. Tabi sondaki yorumlar kısmını okuduğumda ben de yüzeysel geçtiğimi anladım, yaptığı atıfları algılayabilmek için bazı kavramlara (Varoluşçuluk, Marksizim,Diyalektik vs.)hakim olmak gerekiyor. Araştırmaya yönelttiği,kafaları karıştırdığı ve soru işaretleri bıraktığı için bu bölüm çok yerinde olmuş. Gerek giriş gerek mektuplar bölümü nedeniyle insanda ciddi bir gerçeklik duygusu uyandırıyor, fakat hepsinin uydurmaca olduğunu girişte belirtmiştir, sondaki mektuplar dahil! Kendisi internet sitesinde kitapla ilgili önemli detayları açıklığa kavuşturmakta, okuduktan sonra göz atmanızı şiddetle tavsiye ederim.(kongar.org/remzi/008_Hocae...)
Hocaefendi'nin Sandukası
Hocaefendi'nin SandukasıEmre Kongar · Remzi Kitabevi · 2012184 okunma
·
54 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.