Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

598 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
37 günde okudu
GERİ KALMIŞLIĞIMIZ, ÇÖKÜŞ VE BERKES İLE İLGİLİ BİR İNCELEME
Öncelikle Niyazi Berkes gibi bu kadar değerli bir insanımızı bu kadar geç tanımış olmaktan dolayı kendi adıma, sonra da onu vatanını terke zorladığımız için ülkem adına utandım ve üzüldüm. Berkes bu araştırma incelme kitabında Osmanlı ve tüm İslam âleminde geri kalış ve çağa ayak uyduramamanın altında yatan en önemli sebebi şu şekilde izah eder: “Osmanlı-Türk toplum yapısı piramit sistemine göre şekillenmiştir. En tepede padişah bulunmaktadır. İradesi tartışılmazdır. Aynı zamanda dinin de başı olduğu için onun iradesine saygısızlık en büyük günahlardan biri olarak görülür. Ona ve tasarruflarına saygısızlık devlete ve sonuçta tebaanın menfaatlerine zarar vereceği var sayılır. Çünkü Padişah peygamberin değil, Tanrı’nın yeryüzündeki temsilcisidir. Görevi, âlemin nizamını, toplumun düzenini sağlamaktır. Osmanlı rejimini batı geleneğinden en çok ayıran özellik buradadır. Osmanlıda devlet ile toplum arasındaki ilişki, batı geleneğine tam karşıt bir durum arz etmektedir. Buna göre, Osmanlı devleti kendisini topluma bağlı görmemiş, sistemini, herhangi bir sınıfın veya sınıfların çıkarlarına dayandırmamıştır. Siyasal egemenlik gücünü halktan değil, ilahi kaynaktan almış, ucuz asker temini temeline dayalı fetihleriyle de geliştirip yaygınlaştırmıştır.” Fakat bu arada eğitim sadece hadis ve Kur-an’a dayalı olduğu için, Osmanlı bilim ve fende geri kalmış, çağın gereklerini yerine getiremediğinden de yıkılmıştır. YENİLEŞME HAREKETLERİ II. Mahmud dönemi 7 Ekim 1808’de, Senedi İttifak. Abdülmecid dönemi, 3 Kasım 1839'da Tanzimat Fermanı. II. Abdülhamid dönemi, 23 Aralık 1876'da Kânûn-ı Esâsî ilan edilmiş fakat bunların tümünün uygulaması padişahlar ile cehaletin pençesindeki ulemaya bırakıldığı için hiç biri de ne Osmanlı ne de halkın derdine bir çare olamamıştır. Berkes burada bir önemli tespitte daha bulunur ve “Osmanlı’da yenileşmenin önündeki engel din, dindarlık ve ulema olmamıştır. Fakat tüm yenileşme hareketleri hukuksuzluk, yoksulluk, yolsuzluk, soygun ve yağma talana engel olamadığı, dolayısıyla da başarısız olduğu için halk nezdinde kabul görmemiştir” der. Ve Yeniçerileri devlete karşı kışkırtan, ayaklandıranların da, iddia edildiği gibi ulema değil, Bektaşi Babaları olduğunu ekler. Berkes, sadece İslam değil, hiçbir dini temele dayalı rejimde demokrasi, evrensel hukuk değerleri ve bilimin gelişebilmesinin mümkün olmadığını, zira çıkarına dokunulan veya gücü ele geçirmek isteyen herkesin menfaatlerini din şemsiyesi altında korumak istediğini” belirtir. Berkes, “Batı Medeniyeti’nin gelişmesi ve kalkınmasının ancak din ve devletin birbirinden ayrılmasıyla mümkün olabildiğini, bu sebeple de Batı Medeniyetinin bir Hristiyan kulübü olmadığını, Rönesans’la başlayan ve Tanrı’nın, ruhban sınıfının yerine aklı, bilimi koyan yepyeni bir medeniyet olduğuna” da dikkat çeker. Fakat Osmanlı ve geri kalmışlığımız hakkında bu kadar önemli ve emsalsiz tespitlerine rağmen her taraf olan gibi, Berkes’te Atatürk ve Cumhuriyet dönemi hakkında, objektif olmaktan çok uzak kalır. Bir Abdülhamitçinin II. Abdülhamid’i savunması gibi Berkes’te Atatürk dönemi ile ilgili: “Onun arkasında II. Abdülhamid ve diğer Osmanlı padişahları gibi köklü bir hanedan geleneği, din, ulema, ayan ve paşalar yoktu” diyerek, Cumhuriyet dönemi baskıcı uygulamalarına kendince gerekçeler üretir. Berkes, bu kıymetli incelemesini şu satırlarla bitirir: “Atatürk, açtığı çağın getireceği sayısız siyasal, ekonomik toplumsal sorunları çözmüş olmak iddiasına kalkışmamıştır. O, geleceğin kuşaklarına çağdaş, dünya çerçevesi içinde, geleceğin bütün özgürlük kapılarını açan bir miras bırakıp gitmiştir. Bu mirasın geçen elli yıllık süre içinde ne ölçülere kadar etkili olduğunu, etkilerinin toplumun yapısında, kişilerin yaşamında ve yaşantısında ne gibi sorunlar yarattığını, bunlardan ayrılmaların ya da, bunlara aykırı tutumların hangi yanlarda, hangi koşullar altında çıktığını ayrıca incelemek gerekir.” Tabi, ben bunları okuyunca Atatürk gerçekten bir özgürlük kapısı açtıysa o özgürlük kapıları neden hep zindan, sürgün veya darağacına ulaşırdı?” diye soruyor ve onun bu “dönemi ayrıca incelemek gerekir” önerisine uyarak Cumhuriyet dönemi ile ilgili şöyle bir değerlendirme yapmak istiyorum: Cumhuriyetle birlikte özgürlük kapıları aralanmış olsaydı başta Berkes olmak üzere, Nazım Hikmet, Kemal Tahir, Sabahattin Ali, Mehmet Akif, Halide Edip Adıvar gibi sayısız bilim insanı, aydın ve yazarımız yurt dışı, zindan, darağacı, yargısız infaz arasında seçime zorlanmaz, tam aksine baş tacı edilir, özgür basın ve kitaplar yasaklanmazdı. Ve ulema, hacı, hoca, şeyh, şıh’ların din kisvesi altında yaptıkları baskıların, bağnazlıkların yerini Atatürkçülük ve Kemalizm baskı ve faşizmi almazdı. Berkes’in Atatürk ve Cumhuriyet dönemi ile ilgili göremedikleri veya görmek istemediklerini ise “Din ve İdeoloji” adlı eserinde Şerif Mardin şu şekilde ortaya koyar. “Kemalizm kültürün kişilik yaratıcı katında yeni bir anlam yaratamadığı ve yeni bir fonksiyon görmediği için, “Osmanlı ve din karşısında” rakip bir ideoloji rolünü oynayamamıştır. Kemalizm’in Türkiye'de ailelerin çocuklarına intikal ettirdikleri değerleri değiştirmekteki etkisi ancak sathi olmuştur. Kemalizm’in bir diğer zaafı da dine rakip olabilecek ideolojilerin ortaya çıkmasına müsaade etmemiş olmasıdır” (Sayfa 149) “Okula gitmenin sağlayacağı imkânların kapalı olduğu yerde kişi Kur'an kursu yolunu seçecektir. Seçkinlerin çok uzak oldukları bir kültürde kişi ‘halk seçkini’, - mesela Nurcu olmayı deneyecektir. Doktorun halka yaklaşamadığı hastanenin etrafında üfürükçüler zengin olacaktır.” (Sayfa 169) Bütün bunlara rağmen, Berkes’in bu değerli çalışmasında, ülkemizin üç yüz yıldır geriye gidişini, cehaleti, çöküşü, yağma talanı, hukuksuzlukları en açık, en anlaşılır şekilde ortaya koyduğunu ve bu güne kadar bu konu ile ilgili bu eserle kıyaslanabilecek bir çalışmanın olmadığını da belirtmek isterim. Okuyarak kalın.
Türkiye'de Çağdaşlaşma
Türkiye'de ÇağdaşlaşmaNiyazi Berkes · Yapı Kredi Yayınları · 2019467 okunma
·
255 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.