Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

138 syf.
·
Puan vermedi
Uçup Giden Bir Kuş
1963 yılında İran'ın Tebriz kentinde dünyaya gelen, aslen Azerbaycanlı olan Feriba Vefi uzun bir süre dergilere öykü yazdıktan sonra 1996 yılında ilk öykü kitabı olan Sahnenin Derinliğinde'yi yayımladı. Bu öykü kitabını; Gülerken Bile, Tarlan, Tibet Rüyası, Sokaktaki Sır ve Mehtap adlı romanları izledi. Uçup Giden Bir Kuş ise, Vefi'nin 2002 yılında yayımlanan ve oldukça ses getiren, Huşeng Gülşiri Ödülü, Yelda Edebiyat Ödülü, Mehregan Ödülü ve İsfehan Roman Ödülü gibi, İran edebiyatının hatrı sayılır ödüllerini göğüsleyen ilk romanı. Uçup Giden Bir Kuş, İran'da yaşayan, tekdüze bir hayat sahibi, geçmişi hiç olmayan, geleceği düşlemeyen bir ev kadınının hayatının perdelerini aralıyor. Emir adında bir kocası, Şadi adında bir kızı ve Şahin adında bir oğlu olan karakterimizin ismi ise eserde verilmiyor. Salt bu isimsizlik bile kadın olmanın zorluklarını, kadınlığın hiçliğini okura göstermeye yetiyor zannımca. Ekonomik olarak orta halli bir aileden gelen ve yine dengi bir adamla hayatını birleştiren kadın, yıllar boyu süren evlilik hayatınca tam dokuz ev değiştirmiştir, çünkü ona göre kiracı olmak zordur. "Ev sahipleri şeytan değil, ama tıpkı şeytan gibi ruhunuzu ele geçirebilirler." Nihayet banka kredisi ile bir ev alırlar. 50 metrekarelik, sıvaları dökülmüş eski bir apartman dairesi olan bu ev, kadın için bulunmaz bir nimet, bulunmaz bir zenginlik hatta tam anlamıyla özgürlük sebebidir. Fakat kocasının düşünceleri bu yönde değildir, özgürlük denen kelimenin; değersiz, küçük şeyler için kullanılamayacak kadar önemli olduğunu belirten Emir, gözleri yukarıda ve dışarıda bir adamdır. İşyerinden, evinden, mahallesinden, karısından, çocuklarından ve kıt kanaat yaşamaktan memnun olmayan Emir'in tek hayali Kanada'ya giderek orada çalışmak ve oraya yerleşmektir. Kadın, ailesinin "artık erkek doğsun" umutlarıyla, dört gözle beklediği üçüncü kızıdır. Çocukluk yıllarında, anne ve babası tarafından hor görülüp, her fırsatta aşağılanmasının yarattığı buhranlar, kendi evlilik hayatında da peşini bırakmaz. Annesi ile oldum olası bir anne-kız ilişkisi kuramayan karakterimiz, eser içerisinde sıklıkla yararlanılan geri dönüş teknikleri aracılığı ile çocukluk yıllarına inmekte ve acı anılarını birer birer hatırlamaktadır. "Annem musluğu açıp, "Soyun," dedi. Bir yandan sızlanıyor bir yandan küfrediyordu...Soğuk su hortumunu bacaklarıma tuttu. Cildim tavuk derisi gibi diken diken oldu. Titriyordum... Bana ettiği küfür sırtıma vurduğu yumrukla birleşti. Soğuk suyun altında bir kurbağa gibi zıplamaya başladım. Vücudum soğuktan elektrik çarpmışcasına titriyordu. Ağladım. Annem vücudumu morartmıştı." Gerek kocası gerekse ailesi tarafından önemsenmeyen, yıllardır her sıkıntıya göğüs geren, her anlamda özverili tavırlar sergileyen kadın, bir nevi kimlik arayışındadır. Anne, baba, eş, hizmetçi, öğretmen, evlat, kardeş...Kadın, tüm bu rollerin ağırlığı altında ezilse de, yine de yılmayan, direnen bir profil çizer ve kocasından, yuvasından vazgeçmemek için mücadele eder. "Klima serinliğini sevmem, çünkü Emir yazın sıcağında güneş altında çalışmak zorunda. Öğle uykusuna dalamıyorum, çünkü Emir'in böyle bir fırsatı yok. Dostlarımla buluşmuyorum, çünkü Emir buluşamıyor. Emir bir köledir, işgücünü daha şimdiden önümüzdeki yirmi yıl için satmış bir köle. Emir önümüzdeki yirmi yıl bankaya borçlu kalacak. Banka onun işgücünü satın almış. Olamaz, Emir'in ensesi güneşin sıcağında yanarken, benim cildim iyi beslenmekten parlamamalı. Bu insaflı değil. Emir adalet arıyor ama aradığı adaleti hiçbir yerde bulamıyor. Çocuklar yaramazlık yapıyor. Emir'e göre o bize, bu hayata zincirlenmiş. Ne zamana kadar? Ölünceye kadar. Emir para kazanıyor, biz harcıyoruz. Biz tüketiciyiz." Uçup Giden Bir Kuş, oldukça vurucu cümlelere sahip, akıcı bir üslup ile kaleme alınmış, feminist çığlıkları duyulan, 136 sayfalık minik bir roman. İran cephesini baz alarak, dünyaya kadın kimliği ile gelmenin sorunlarını, evlilik hayatında karşılaşılabilecek olası problemleri ve insan olarak içine sürüklenilen çıkmazları masaya yatıran bu eseri markaja almanız önemle rica olunur. Kadınlığın zaten bir hayli zor olduğu bizim gibi coğrafyalarda, erkekler olarak lütfen bu zorluğu daha da katlamayın. Bakın ne diyor Mustafa Kemal: "Bir toplum, cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum yarı yarıya zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi, kadınlarımıza karşı yapılan ihmal ve kusurdur."
Uçup Giden Bir Kuş
Uçup Giden Bir KuşFeriba Vefi · Verita Kitap · 2016143 okunma
··
208 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.