Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Gönderi
Her şeyden önce bir sanatçının hayatı, eserleridir. Bu bakımından onu tanımanın en iyi yolu eserlerine bakmaktır. Ve diyebiliriz ki; yazmak değil, yazdığını okutabilmektir sanat!
Ciddi eserler vermek için, belirli bir alt yapıdan ve onu hazırlayıcı bir sistemin içinden geçmek gerekir.
O, yalnızca bir masanın başında kalem elindeyken yazmıyor.
Halkın içinde gerçek kahramanlar, gerçek olaylarla iç içe olup, uykularına kadar işleyen ağır şartlar altında kimi zaman ağlamaktan, kimi zaman uykusuzluktan gözleri kan çanağı olmuş şekilde yazıyor.
Neticede kaderin tellerine dokunmak artık onun görevi oluyor.
Evet, yazmayı, hayatın bizzat kendisi olarak gören Yazar Ali Bayram’dan bahsediyorum.
Peki, Kimdir Ali Bayram?
İlk eseri “Aynasız Düşüncelerim” adlı şiir kitabını okuduğumda "Tam bir duygu adamı" dedim kendi kendime. "Ateş Yaksa" isimli şiiri dolanmıştı nedense dilime;
Cem eder deli divane gönül
Semah dönerim ben sana
Tut ki feryadım tacir olmuş
Tehcir edilmişim derviş olmuş
Dost gönüllere dergâh olup
Odun olmuş ateş yaksın beni
Kor ateşlerde bu aşk bir beni
Bin deva olacaksa yakıp
Kül etsin beni
Bir sonraki eseri "Kertik" ile tam bir şaşkına döndüm.
"Kadına psikolojik şiddet" konulu romanı feminist bir yazar algısı yarattı bende.
Ana temasında; akli dengesi yerinde olmayan bir kadının gerçek hayat hikâyesinin kullanıldığı, Karadeniz’in sahil kasabası olan İnebolu'da geçen entrika dolu hayatını anlatıyor.
Romanda yaşanan olaylar İnebolu’nun doğal güzellikleri ile birleşince bir elinizde kahveniz bir elinizde kitabınız size keyif dolu anlar yaşatıyor.
İşte o kitaptan aklıma kazınan sözler;
"Hayatındaki en büyük kahpeliği görmeyecek kadar gözleri kördü,
Duyguları ile içgüdüsünü birbirine karıştırmıştı,
Bir Moğol taşının anlamını bile çözememişti, bir o kadar da cahildi,
Paha biçilemez antik bir saatin beşi otuz beş geçesi gibi,
Yeni bir saatin her saniyesinde zaman dilimi gibiydi,
Oysa hayatında onlarca utanç yaraları var iken,
O soysuza Roman yazılır mıydı?
Hayatına unutamayacağı bir KERTİK atarak…’’
Ve gelelim üçüncü kitabı olan "İntiharda Polis" adlı eserine.
Bu romanıyla takdir ve eleştirilerin tam göbeğine acımasızca oturtulan ve bir Polis Yazar olan Ali Bayram, polis intiharlarına ve polislerin güç şartlar altındaki çalışma koşullarına dikkat çekmeyi amaçlarken kısa sürede ülkenin gündemine oturmuş.
Fakat aynı zamanda bir hedef haline gelmiş ve hakkında “basına demeç vermek”, “teşkilatı alenen eleştirmek” suçundan açılan soruşturmalarla karşılaşmış.
"Meslekten ihraç edilmeyi" bile göze almış.
Bütün bunları yaşarken kitabın gelirini ise intihar eden meslektaşlarının zor durumdaki ailelerine bağışlamış.
Burada siz de benim gibi; derin bir nefes alarak, içinizi acıtan ifade edemediğiniz bir düşünce haline girdiniz mi? Kesinlikle girdiniz. O halde bu konuda hem fikiriz!
Okurken defalarca gözlerimi yaşartan "İntiharda Polis" adlı eseri, aslında halen görevde olan bir polis için son derece riskli, deli cesareti isteyen bir kitap.
Tabi bütün bunlar olurken “Paralel yapının adeta bir örümcek ağı gibi olan ayağına” da takılmış.
Zor günler yaşayan Ali Bayram, defalarca istifanın eşiğinden dönmüş.
Hakkında asıllı, asılsız birçok yazılar yazılmış.
Malumunuz, mesele bir polis yazar olmak!
Aman ha Ali Bayram!
Bu ülkeye senin gibi kalemi yürek isteyen adam gibi yazarlar lazım.
İtiraf etmeliyim ki; alnından öpesim geldi!
Şimdi ise; Türkiye’nin etnik yarasına parmak basan son iki eserinden daha bahsedeceğim size.
2014 Yılında çıkarmış olduğu "Arsine - Tehcirde Bir Ermeni Kızı" adlı eseri ile Türkiye’nin gündemini birazcık karıştırırken ışık tutmayı da vazife edinmiş.
Yazdığı eserlerinde gerçek yaşam öykülerini, gerçek kahramanları ile anlatan, eserlerinde halk dilini korkmadan kullanan bir kalem olanAli Bayram, "Arsine" adlı eseri ile
"Ermeni Tehcirinin 100. yılına özel" 2014 yılı Yunus Nadi Roman ödülüne ve Hrant Dink Ödülü’ne aday gösterilmiş ve 1915 yılında Ermeni Tehciri olaylarına farklı bir bakış açısı getirerek çok gizli bir hikâyenin gün yüzüne çıkmasını sağlamış.
24 Nisan'ın hemen öncesinde alevlenen Ermeni meselesi, soykırım iddialarını; Ermeni Tehcirinde bir vagonda doğan Arsine’nin Ayşe Nine oluşuna kadar geçen sevinç ve acı dolu yaşam öyküsünü ele alarak bir nebze de olsa yalanlamış.
Kitabı okuduktan sonra "Tarihe Tanıklık Etmenin Aşk Hali"nin aslında bir soykırım ya da katliam değil, bir göç durumunun beraberinde getirdiği çaresizliğin, korku ve paniğin, imkânsızlığın kaçınılmaz sonuçları olarak görmekteyiz.
Diğer bir yandan da bu eser barışın ve aşkın farklı bir pencereden bakılmasına da ışık tutuyor.
Son olarak, yine 2014’te yazmış olduğu "13’ünde Kadın Olmak" isimli kitabına değinmek istiyorum.
Ali Bayram’ın Duygu Asena Roman Ödülü’ne aday gösterilen kitabı, çoğumuzun bildiği bir olayı, yüreğimizi dehşete düşüren bir töreyi ele alıyor.
13 yaşındaki Helin ve Sıla ikiz kardeşlerin insanlık dışı bir töreye çocuk gelin olarak kan davası uğruna kurban edilişlerini anlatıyor.
Kulağınızda çınlayacak olan “Amca ne olur beni anneme götür”, “Bana bir şey yapma korkuyorum” diye yalvarışları geceleri uykularınızı bölecek, kâbuslar gördürecek türden.
Yaşadıkları dramın sürükleyici hikâyesi gözlerimi doldururken eminim sizde de aynı etkiyi bırakacak ve defalarca lanet edeceksiniz.
Romanda çocuk gelin gerçeğine karşı direnen bir köy öğretmeninin de düzeni değiştirmeye çalışırken çarkın dişlilerinde öğütülerek nasıl yok edildiğine de şahit olacaksınız.
Edebiyat dünyasında "Polis Yazar" unvanını okuyucu kitlesine kabul ettiren Ali Bayram, hiç şüphesiz ki; kaleme alacağı her yeni eseriyle de tam bir doygunluk ve dolulukla okuyucuları ile buluşacak.
Sosyal medyada genç yaşlı, kadın erkek demeden100 bine yakın takipçisi ile gönüllere taht kuran Bayram, sosyal sorumluluk projelerinde sıkça yer alırken, üniversite ve okullarda verdiği Madde Bağımlılığı, Çocuk Gelinler, Kadına Şiddet ve Edebiyat üstüne yaptığı söyleşi ve seminerle de dikkatleri topluyor.
Feminist ruhundan asla ödün vermeyen yazar için son olarak diyebilirim ki; o kesinlikle içimizden biri.
Kaleminle yaşa Ali Bayram!
·
66 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.