Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

360 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
8 saatte okudu
Kitabın ana tezi şu. Türkler kılıç zoruyla Müslüman olmuştur. Kitabı okurken Araplar tarafından bir çok katliam yağma ve talanın yapıldığının belgeleriyle anlatıldığını gördüm. Özellikle Türkistan bölgesinde Türkleri islamlaştırmak için yapılan katliamlar gerçekten kan dondurucu. Tüm bunlara rağmen kitapta anlatılan tez beni tatmin etmedi. Yani bir toplum kılıç zoruyla neden müslüman olsun? Kılıç zoruyla müslüman olunmaz, kılıç zoruyla takiye yapılır. Nitekim kitapta da anlatılan katliamlardan sonra Türkler yine müslüman olmuyor. Hatta müslüman olmamak için direniyor. Tarihi kaynakları incelediğimizde Türklerin kitleler halinde islama geçmesi 1000 yılından sonra başlıyor. Onun öncesinde Türklerin İslamiyete geçmeleri lokal vaziyettedir. İlk Müslüman Türk devleti Karahanlılar 840 yılında kuruluyor. Yani kitapta anlatılan katliamları yapan Halid Bin Velid ve Ubeyde Bin Cerrah gibi katliamcı komutanların ölümlerinden 200 yıl sonra kuruluyor ilk Müslüman Türk devleti. Karahanlılar kurulduktan sonra da yüzyıllarca Müslüman olamayan Türk devletleri orta Asya’da yaşamaya devam ediyor. Dolayısıyla Türklerin, Müslüman Araplar tarafından katledilmesi doğrudur, tarihsel bir olgudur. Ama Türkler kılıç zoruyla Müslüman oldu demek Tarihsel bir olguyu, ideolojik bir argüman için kullanmak anlamına gelir ve böyle bir şey söz konusu değildir. Türklerin Müslümanlaşması Türkistan’dan çıkarak, Anadolu ve Balkanlar’a yayılarak islamı tebliğ eden Hallac-I Mansur, Hacı Bektaş Veli, Pir Ahmet Yesevi, Hacı Bayram Veli gibi din önderlerinin tarih sahnesine çıkışı ile eşzamanlı olarak incelenmelidir, çünkü Türklerin kitleler halinde islama geçmesi bu şahsiyetlerin tebliğleri sayesinde olmuştur. Dolayısıyla bu konuda kitap yazmak, araştırma yapmak isteyenlere araştıracakları konu Türker’in müslümanlaşması değil “Türkler Nasıl Sunnileşti” olmalıdır. Çünkü bu konuda daha ilginç ve kırılma yaratacak sonuçlara ulaşabilirsiniz. Son olarak kitap iyi bir araştırma olmasına rağmen, Tarihi olayları kendi ideolojik formasyonuna hizmet edecek biçimde tahrif etmesi hoşuma gitmedi. Kitabın önsözünde yazar kendisinin Marksist olduğunu söyleyerek tarihi egemenlerin değil ezilenlerin persfektifi ile yazılması gerektiğini söylüyor. Söylem olarak doğru ama kullandığı yöntem yanlış. Bir Marksist tarihsel ve sosyal olguları değerlendirirken somut durumun somut tahlilini yapar. Olayın yaşandığı dönemdeki ekonomik koşulları, toplumsal koşulları, siyasi örgütlenme düzeylerini göz önünde bulundurur. Cihat ve Fetih gibi olguların ekonomi politiği nedir ? Bu talan ve işgal faaliyetinin ekonomik bir nedeni yok mu? Sadece islamı yaymak, Allah’a hizmet etmek için Cihat yapıldığını mı düşünüyor bu Marksist yazar? Müslüman olmayan toplumlardan daha çok vergi alarak, kasasını daha çok dolduracak olan bir devlet, kitleleri islamlaştırarak bu gelirden mahrum kalmak istemesi devlet aklına uygun mu? Kitabın sonuna Dr Hikmet Kıvılcımlı’nın “İslamın Türk Toplumuna Etkileri” isimli bir makalesi var, okunmaya değer.
Nasıl Müslüman Olduk
Nasıl Müslüman OldukErdoğan Aydın · Literatür Yayıncılık · 2021317 okunma
··
774 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.