Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

772 syf.
·
Puan vermedi
·
91 günde okudu
"Bizzat ben şair Nazım Hikmet'i günün birinde biraz daha yakından tanımak merakına düşecekler olursa, senin mektupların ellerinde anahtar olacaktır." (Syf/141) Hayatının önemli bir bölümünü oluşturan cezaevi yıllarında Piraye'ye yazdığı mektuplardan oluşan kitap, gerçekten de Nazım'ı tanımak için kendi kaleminden belgeler olarak derlenmiş ve okurlara sunulmuş başarılı bir eser. Piraye evli ve iki çocuklu iken, Nazım onun kızıl saçlarını görür görmez aşık olmuş ve uzun uğraşlar sonucu Pirayeyi ikna ederek evliliğe razı etmiş. Fakat kendi deyimiyle aralarına hep denizler, tren yolları, dağlar ve mektuplar girmiş. Ve esaret altında 12 yıl boyunca yalnızlığını Piraye'ye iç döküşlerle yazıya dökmüş. Şiirlerini çok sevmeme rağmen bu mektupları okuyunca kızmamak elde değil Nazım'a. Edebi kişiliği, duruşu, şiirleri, davası farklı yorumlanabilir bazı kişilerce fakat; ne yazdıysa anlamlı ve büyüleyici bana göre. Fakat ne yazık ki bu satırları ve birbirinden harika şiirleri yazdığı, onu sadakatle bekleyen Piraye'yi bir mektupla terketmesi ve yıllardan sonra cezaevi çıkışında başka bir kadının bekliyor olması bence çok üzücü ve travmatik.. Ayrılık mektubunun son satırları: "Ömrümün en güzel senelerini, en iyi eserlerini sana borçluyum, onlar manen ve maddeten senindir. Şimdilik Allahaısmarladık. Beni affet bile demiyorum Beni herkesten ziyade anlayacak olan insanın yine sen olduğuna eminim." "Sevmeyi" seviyor bana göre Nazım.. Hani Bir Demet Tiyatro'da meşhur bir diyalog vardı; Kadın, erkeğe "artık beni sevmiyor musun?" diye sorduğunda "seni seviyorum da seni sevmeyi eskisi gibi sevmiyorum" diyordu ya bunu anımsıyorum böyle ilişkileri görünce. Sayfalarca yazılabilir bu kitap ve ilişki üzerine. Çünkü Nazım'ın aşklarından beni en etkileyen Piraye'dir. Onun terkediliş sonrası sessizliği ve gururu çok etkileyicidir. Her şeye rağmen bu güzel şiirlerin bize ulaşmasını sağlayan yaşadığı aşklara, o zor yıllara, memleket davalarına şükran mı duymalıyız bence evet.. Ve son olarak günümüzde , Nazım'ın kendi hakkında ileri görüşlülüğünü doğrular nitelikte olan satırlarla incelemeyi bitiriyorum: " Birkaç müfteri-bermutat- yalan kusmuşlar, umrumda değil. Yirmi sene sonra, elli sene sonra, birçoğunun adını bile unutacak Türk milleti, halbuki bu millet varoldukça, yeryüzünde Türkçem konusuldukça, ben bu dilin ve bu halkın en namuslu şiirlerini yazmış insan olarak yaşayacağım." (Syf/663)
Piraye'ye Mektuplar
Piraye'ye MektuplarNazım Hikmet Ran · Yapı Kredi Yayınları · 20174,950 okunma
·
105 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.