Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

72 syf.
·
Puan vermedi
Ya Varsın Ya Yoksun
Uzlaşmaya giden yollara mayınlar döşemeli. Bu ciddi bir karardır, fikrimce de kat'i. Yahu uzlaşmayalım işte, uyuşmayalım, uyuşuklaşmayalım. Bize altına toplanmaya değecek bir sancak da gerek. Hele bir hasmımız olsun, olsun şöyle en dişlisinden. Yoksa ne işe yarar şu omurga? Diyorum ya ağbey, uzlaşmayalım. Diyorum da dinletemiyorum. Sen anlarsın dilimden. Dilim demişken, üzerine yemin edecek kadar bile ekmek dilimi kalmamış köyümde. Çünkü yoksulluk denen şey; harbi web.1000kitap.com/kitap/agir-misa... . Lafı nerden nereye getirdiğimle alakalı herhangi bir şaşkınlık emaresi yoksa yüzünde; esaslı bir sancağın altındaki nizamın, nimetten haberdar şuurlu yeminlere taalluk edişini bildiğin içindir. Ahlat ve alıç yeminine sadık kalmışsa eğer, eleverecek onları da didon sakallı dalkavuk muhbirler. Hiç değilse bir kürdan yapıp, kentlilerin hizmetine amade kılacaklar ve övünecekler; "çok şükür bunları da aldık adi köylülerin elinden." Dört yanı mamur bir düş gördükse ezelden, bir ant içelim ılımlı kentliler olmamaya. Yahut geçelim bunları ağbey. Hem ahirete intikal eden onca devlet erkanının sırtlarında çuvaldan oyma nasır izi göremiyorsak.. Muhtarlık makamını, ahaliye ihtar olarak idrak ediyorsak.. Milletin vekilini, müvekkilden dahaca muteber görüyor ve önünde ceket ilikleyip, el etek öpüyorsak.. Dahası, kuşların aç kalmaması için dağlara buğday taneleri serpmiyorsak; elbette İslam Diyarı olmadığımız içindir. Yoksa biz de biliriz devlet eliyle zekat kurumları tahsis etmeyi ve zekatı devlet eliyle toplayıp, ihtiyaç sahiplerine adle riayetle üleştirmeyi. Biz de biliriz, "Milletim yoksuldur ama yoksun değildir!" demeyi. İşte buraya nazar-ı dikkatini celbe teyakkuzla davet ederim ağbey. Zira yoksulluğu iliklerine kadar yaşamış bir millet değil miyiz biz? O ceddin süreği değil miyiz? Fakat büyükçe bir makas kesiğiyle attık üzerimizden yoksulluğu ve yoksunluğu seçtik. Reyler bunun için vardı ağbey! Oylar böylece geçerli olurdu! Demokratik hakkımız vardı ağbey.. Yoksul olmamak için, yoksun olmaya seçtik. El-hasıl; yoksulluk ağır misafir. Yoksul olan sabırla ağırlıyor misafirini. Tevekkül ile kanaat bir demde hemdem oluyor ve yıllar ve ölümler geçmişe râm kılıyor olan ile olmayanı. Her şey geçiyor.. Ama yoksunluk.. O hadsiz gözlerde çıban, dilde omurgasız bir çıngıraklı ve zehirli. Yoksunluk.. Bilmem kim tarafından; mide bulandırmaya memur edilmekle emirli? Bana anlatma yokluğu, yoksulluğu. Ben akşam vakti toplanmış pazarlarda, gizli gizli ezilmiş meyveleri yıkayıp da yemiş ve yedirilmiş ve böylece büyümüş biriyim. Hadi gel uzlaşmayalım. Var gücümüzü; varsa olan tüm gücümüzü.. yoksulluğu değil, yoksunluğu anlatmaya hasredelim. *** İbrahim Tenekeci'nin kalemine aşina olmak, alışmak ve bir ünsiyet kurmak çok zor bir mesai gerektirmiyor. Babacan bir adam olduğu, tüm okurlarınca malumdur. Mütebessim çehresi vardır. Mısraları da bir o kadar nahif gelir birçoğumuza. Kelime dediğimiz şey; alınıp satılabilen bir meta olsaydı.. Mesela bir Ahmet Haşim, birincil sınıf bir burjuva olurdu. Fakat İbrahim ağbey, "yapmayın, etmeyin" deyip; mütevazi kalırdı. Yalınlığı buradan geliyor olsa da... okurken o çehrelere bir tebessüm haresi sunuyor olsa da.. İnanın bana; yazdığı şeyler ziyadesiyle acıklıdır. Zatı "Ağır Misafir" kitabında, Metropol ve Köy arasında bir yere oturmuş ve Anadolu'yu anlatmış. Anadolu'yu; yani yoksulluğu. Sermayenin eşit dağıtılamayışını, sömürüyü, vurdumduymazlığı, gamsızlığı ve kirli siyaseti anlatmış. "Aman canım sen de..." diyebileceğiniz kadar şiddetli bir cem ediş var ortada. Özdeş kılış ve öze ihata ediş var. Gizlice söylemiş bunu ve gizlice zikretmiş; "Ben beni anlatıyorum. Ben Anadoluyum." Yoksulluğu evimizde değil, kursağımızda ağırlıyoruz. Kursaklardaki delikli tünel, yoksulluğun ini mi? Sıhhatli bir yüzleşi var ortada. Ciddi ve ciddiden biraz daha ciddi bir mesele var. Şair söylencesi kendince konuşmaksa eğer, pek güzel icra edilmiş bir vazife var burada. Kızıyorum İbrahim ağbeye. Çiçek böcek satıyor şiirlerinde. Olanı resmediyor. Hesap sormuyor hiç. "İşte bu var!" diyor. Çatsana be ağabey, toprağa düşüp çatlasana!
Ağır Misafir
Ağır Misafirİbrahim Tenekeci · Profil Yayıncılık · 20221,945 okunma
··
195 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.