Güneş Sepeti, Muzaffer Kale'nin kırk bir küçürek öyküden oluşan Sait Faik ödüllü öykü kitabı. Bir öykü kitabında kırk bir tane öykü bulunması kuşkusuz alışıldık bir durum değil. Bununla birlikte Muzaffer Kale'nin şair olduğunu düşünürsek öykülerin küçürek olmasını ve şiir gibi yazılmış olmasını anlayabiliriz. Öyküler çoğunlukla durum tarzında yazılmış, bir duyguyu, bir duruşu, bir anı yansıtan ve kimisinin anlaşılması biraz zor. Belki şunu da iddia edebiliriz: Şair öykü yazarsa ancak böyle olur. Böyle olur belki ama klasik öykü tarzında yazılmış ve küçürek olmasa tam anlamıyla öykü formatına uyan öyküler de var. Kale'nin öykülerinin edebiyatımızda en azından çağdaşları arasında örneği yok belki. Örneği olmaması öykülerin değerini azaltmadığı gibi bilakis daha da artırıyor ve şiirimsi bir tat bırakıyor imgelemimizde. Kitabı okurken ilk yarısına kadar yadırgadığımı, çoğunlukla açık uçlu olan öyküleri anlamlandırmakta zorlandığımı belirtmeliyim. Kitabın yarısından sonra öyküleri daha kolay okuduğumu ve anladığımı gördüm. Bu durumun nedeni belki öyküleri sevdiğim içindir belki de diline ve tarzına alıştığım içindir. Ama en nihayetinde farklı bir okuma deneyimi yaşadığımı ve öykülerin içine girerek zevk aldığımı söyleyebilirim. Hatta tam da tarzına alışmış ve sevmiştim ki kitap bitti diyebilirim. Sonuç olarak Türk edebiyatında küçürek öykü tarzında yazılmış olan Güneş Sepeti 'ni beğendiğimi ve aldığı ödülün hakkını vermiş olduğunu söyleyebilirim. Hatta küçürek öyküye ya da öykülere muhteşem örnekler olarak bu kitabı salık verebilirim. Öykünün uzunluğuna kısalığına bakmadan salt öykü olduğu için hem de nitelikli öyküler olduğu için öykü meraklılarına tavsiye ederim.

Güneş SepetiMuzaffer Kale · Can Yayınları · 201548 okunma

·

82 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Hasan Hüseyin AKKAŞ