Edebiyatımıza Dair« Yeryüzünde yegâne ihtirâsım, milletin lisânında, istediğim gibi birkaç manzûme vücûda getirmektir.»
★ Edebiyata Dair, "16 kitaplık Yahya Kemal Külliyât'ının 8. kitabı." Yahya Kemal Beyatlı'nın; mektuplarından, dönemin gazetelerinde çıkan yazılarından, karalamalarından ve Hikmet Feridun, Orhan Seyfi Orhon gibi dönemin gazeteci - yazarlarıyla olan görüşmelerinden toplanmış edebî yazıları ve sohbetlerinden oluşuyor.
« Ben diyorum ki Türk Edebiyâtı, vatanın kendi kâinatından ibâret bir dâire olmalıdır.»
★ Yahya Kemal'in edebî fikirleri ve yazıları, 317 sayfada 9 ana başlıkta toplanmış: Şiir, Eski Edebiyat, Türkçe'ye Dâir, Vezinler - Kafiyeler, Memleketten Bahseden Edebiyat, Tenkîd, Tiyatro, Mülâkat ve Bitmemiş Makaleler. Kitabın sonunda külliyatın arşivde yer alan, şâirin kendi el yazısıyla yazdığı sayfalara yer verilmiş.
« Milletlerin fenâ bir hafifmeşrebliğidir ki esâretten kurtuldukları zaman bütün tecrübeleri unutur, esâret devrelerinde en ziyâde mahrum kaldıkları mükeyyifâta (sarhoşluk verici şeylere) sarılırlar.»
★ Yahya Kemal; eski ve yeni edebiyata dâir; memleket edebiyatından, romandan, vezin ve kafiyeden.. tiyatroya kadar yer uzanan görüşlerinden hepsi okunmaya değer olmakla birlikte özellikle 'Türkçeye Dâir' kısmında söyledikleri hem Türkçenin öz güzelliğini anlamak açısından hem de şairin Türkçe sevgisini anlamak açısından ayrı önem taşıyor. Çünkü şâire göre, 'bir milletin lisânı şiir gibi bir âteşîn örs ve çekiç arasında işlenebilir.'
"Başta en büyük sevgisi şiir olmak üzere , sanatı, herhangi bir ideolojiye âlet etmek taraftarı değildi... Yahya Kemal, büyük milliyetçidir. Fakat şiirinde tuttuğu yol milliyetçilik değil, ondan daha kıymetli bir hâl olan milli oluş'dur. Yine bu milli oluş'dur ki ona, içinde bulunduğumuz asırda, herkesten çok 'bizim şiirimiz'i söyletmiştir. "(Nihad Sâmi Banarlı)
★ Şair, yaşadığı dönemin eksikliklerini, edebiyâtımızın niçin cansız olduğunu, bizde biyografi, tarih gibi türlerin neden olmadığı, harb cephelerimizin neden edebiyatımızda binbir sayfalarıyla yer almadığı, Rus yazarların acıyı, sefaleti tüm gerçekçiliğiyle neden bizden daha iyi yazdığı... gibi daha birçok meseleyi kendi fikirleriyle, örnekleriyle kaleme almış. Yahya Kemal, dile getirdiği bu edebî meseleleri, yazmayı 'vicdan ve insaf vazîfesi' olarak görmüş, bazı konularda çözümlerini sunarak aslında bugün de bizde eksik olan şeyin ne olduğunu göstermiş:
« Bugün bizde eksik olan ne edebiyâtın rûhû, ne de hüneridir. Böyle (Baki) bir şâirdir!» / şâirlerdir.
★ Benim severek okuduğum yazılar, "Türkçe'ye Dâir, Acıların Tadı, Ruhlar, Namık Kemal'e Dâir, Makber ve Ölü" oldu. Edebiyatımızın karanlık dehlizlerine ışık tutan bu yazıların okunmasını tavsiye ederim; lâkin eserdeki dil sadeleştirilmemiş. Bunun sebebi Yahya Kemal Külliyatı Enstitüsü'nün, eserin okuyucularına; şairin eski yazıları ile yeni yazıları arasındaki sadeleşme farkını göstermek, şairin kendi dilindeki olgunlaşmayı fark ettirmek ve edebi metinlere sadık kalma çabasıdır. Benim elimdeki 2010 basımında bir sözlük çalışması da yer almıyor. Bu nedenle ben okurken eski kelimelerin anlamını bulmakta çok zorlandım. Bir de bazı meselelerde konuyu daha iyi anlamak adına dönemin tartışmalarını ( abes - muktebes gibi), yazarlarını bilmek de fayda var. Kitabı okumak isteyenler bu durumları göz önünde bulundurmalı. :)))