Doğum travması
Sonda olanı başta yazmak gerekirse benim için baya zor bir okuma oldu. Yarıda bırakmayı çok düşündüm hatta. Kitabı okumak isteyenlere tavsiye, konuyla ilgili alt bilginiz yoksa okumayın. Psikoanaliz konusu başlı başına bir bilim konusu. Bu konuya özel ilgisi olanların okuması gereken bir kitap. Yorum kısmı tamamen alıntılardan oluşuyor ki okuyacaklara bir ön bilgi olsun.
Bütün olarak her bilim dalının altında bastmlmış, koparıp uzaklaştırılmış, kovulmuş bir şey yatar, içindeki birtakım parçalar bütüne geri dönmek ister. Psikanalizi kendi nam salmış kanepesine yatırırsak, eninde sonunda tuhaf bir öykü çıkacaktır karşımıza. Psikanalizin sislerle örtülü çocukluk evresinden s üzülüp belirecek öykü kahramanı da, Otto Rank adında biridir.
Rank, kullandığı tedavi yöntemi için psikanaliz yerine psikoterapi terimini kullanmaya ve klasik psikanalizi temelinden ve şiddetle eleştirmeye başlamış, kendi kavramları da Freudcu grubun eleştirilerine hedef olmuştur. Rank, kendi kuramını geliştirme doğrultusunda ilk girişimini 1 924'te yayımlanan Doğum Travması adlı kitabıyla gerçekleştirmiştir.Rank, dölyatağında geçen rahat bir dönemin ardından, çaba ve girişimi gerektiren doğum sonrası koşullara geçişin yeni doğan bebekte yarattığı dehşetin, en sağlıklı insanların bile sonraki yaşamında sürekli olarak var olan birincil kaygı'nın kökeni olduğu görüşünü vurgulamıştı. Bu görüş, doğum travmasının sonraki yaşamdaki kaygıların ilkörneği olduğu biçiminde ve ilk kez Freud tarafından ortaya atılmış olan görüşü çağrıştırmakla birlikte, iki görüşün yorumlamasında önemli bazı farklılıklar bulunmaktaydı.
Bu eserinde Rank doğum sürecinin (ayrılış travmasıyla birlikte) insana özgü bütün ruhsal hallerin biyolojik olarak kavranabilecek nihai nedeni olduğunu ileri sürüyordu. Ruhsal yapının ortaya çıkması doğum travmasıyla başetme girişiminin bir sonucuydu ona göre. Öyleyse, her türlü nevrotik rahatsızlığın anahatları bu ilk çatışmada yatıyor demekti, yani kısacası: Her nevroz doğumla birlikte oluşmaya başlıyordu.