İrlanda'lı yazar Samuel Beckett'in ikinci okuduğum eseri olması hasebiyle benim için muazzam bir perspektif sunabilen bir eser olduğunu belirtmek isterim. Beckett'in ilk okuduğum eseri, "Godot'yu Beklerken" idi. Bu eseri zamanın bekleyenlerine ve zamanın yetim düşlü karakterlerine yer verdiği bir tiyatro oyunu idi. Samuel Beckett'in "Proust" isimli eserine gelecek olursak tür olarak elbette eleştiri kitabı olarak ele alabiliriz. Temel dayanağı Proust'un "Kayıp Zamanın İzinde" isimli eserinden hareket ile Beckett'in tespitleri ve kritikleri ile dolu bir eserdir. Çok daha sağlıklı yorum getirmek isterdim, ancak "Kayıp Zamanın İzinde" adlı eseri henüz okuma imkânı ve zamanı bulamadığım için yorumum elbette havada kalacaktır. Samuel Beckett bu eseri alıntılar eşliğinde alt metinler keşfederek "Kayıp Zamanın İzinde" de güzel ve temel dinamikleri koruyarak muhtelif tespitler ortaya koymaktadır. Zamanı koku algısı ile kurgulayan Proust'tan, "istençli bellek" çıkarımına varan Proust'u yakından izleme imkanı buluruz. Beraberindeki ontolojik çıkarımlar ve ontolojik çıkarımların zamansal denklemleri bizi âdeta zaman mefhumuna yabancılaşmış varlıklar hâline dönüştürecektir. Bu yabancılaşma öyle zamandan kopma değildir. Zamanı yeniden tanımlamak ve çıkarımları özümsemek açısından elzemdir. Samuel Beckett Proust'un zaman algısıni Dostoyevski'nin zaman algısı ile analojik olarak da değerlendirir. Ayrıca belirtmek isterim ki Byung Chul-Han'da "Zamanın Kokusu" isimli eserinde Proust'un zamanı koku ekseninde kurguladığı "Kayıp Zamanın İzinde" eserini kendi eserine dayanak kılarak zamanı ele almıştır. Bu eser de Proust severler için az da olsa kaynak niteliğindedir. Keyifli okumalar...

ProustSamuel Beckett · Metis Yayıncılık · 2012258 okunma

·

38 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Şükrü Mehmet YİĞİT