Gönderi

Evrenin başlangıcı olduğuna dair bütünüyle felsefi olan bu kanıtlar, bu yüzyıl boyunca astrofizik ve astronomideki buluşlarla kayda değer bir şekilde doğrulanmışlardır. Bu doğrulamalar iki başlık altında özetlenebilir; evrenin genişlemesi temelli doğrulama ve evrenin termodinamik özelliklerinden hareketle doğrulama. 1920'lerden önce, bilim insanları, evrenin tüm zamanlar boyunca durağan ve ezeli olduğuna inanıyorlardı. Bu geleneksel kozmolojiyi yıkacak depremin sarsıntıları, ilk kez 1917'de, Albert Einstein Genel İzafiyet Teorisi'ni (GİT) kozmolojiye uyguladığında hissedildi. Einstein, hayal kırıklığıyla, maddenin kütle-çekimsel etkisini dengelemek için eşitliklerde ufak bir hileye başvurmazsa, GİT'nin, ezeli ve statik bir evren modeline izin vermeyeceğini keşfetti. Sonuç olarak, Einstein'ın evreni bıçak sırtında idi ve ufak bir düzensizlik bile -maddenin evrenin bir yerinden diğerine hareketi örneğin- ya evrenin genişlemesine ya da şiddetli bir biçimde içeriye doğru çekilmesine neden olacaktı. 1920'lerde birbirlerinden bağımsız olarak, Rus matematikçi Alexander Friedman ve Belçikalı astronom Georges LeMaitre, Einstein'ın modelinin bu özelliğini ciddi bir şekilde ele alarak, onun denklemlerinden hareketle genişleyen bir evreni öngören çözümlerformüle ettiler.
Sayfa 161 - İstanbulKitabı okudu
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.