Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

280 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Limonlu Pastanın Sıradışı Hüznü Beğenmedim!.. Hiç beğenmedim... Öncelikle belirtmek isterim ki ben ne bir yazar ne de bir eleştirmenim. Sadece sıradan bir okurum. Belki kitabı okuyup beğenenler olmuştur. Onlara saygı duyarım. Her kitabın bir anlatısı, bir öğretisi vardır. Bu kitaptan çıkarılacak birinci ders kurgusal bir öykü, hikaye veya roman nasıl yazılmaz olacaktır. Bu açıdan baktığımızda iyi bir örnek. Kurgusal öykülerde olması gereken bir başlangıç, ortası ve sonudur. Başlangıç, zorunlu olarak başka bir şeyin ardından gelemeyen şeydir ama ondan sonra başka bir şey doğal olarak var olur ya da meydana gelir. Sonuca gelince, tersine, zorunlu olarak ya da çoğu kez doğal bir biçimde bir şeyden sonra olagelen şeydir ama ondan sonra başka bir şey meydana gelmez. Orta da bir şeyin peşinden gelen ve başka bir şeyin izlediği şeydir. Demek ki iyi düzenlenmiş kurgular rastgele başlayıp bitmemeli. Rose doğum gününde annesinin yapmış olduğu limonlu pastayı tattığından annesinin hislerini de hissetmeye başlaması iyi bir başlangıçtı. Fakat kitabın büyük çoğunluğunda abisinin doğumu, kendi doğumu ve anne babasının evlenmelerine çok fazla dönüş yapması kurgunun anlam bütünlüğünü bozmasıyla okuyucuyu yoran dağınıklığa sebep olmaktadır. Öte yandan, nasıl bir şeyin güzel olabilmesi için yalnızca öğelerin iyi düzenlenmiş olması yetmiyor. Uzunluğunda rastgele olmaması gerekir. Çünkü güzellik boyutlarda ve düzende yatar. Nasıl ki bir şey çok küçük olduğunda görme yetimiz algılama sınırlarımızın altında bulanıklaşırsa, ya da çok büyük olduğunda bakışlarımızla kavrayamaz, bütünlüğünü ve birliğini algılayamazsak. Kurgusal öykülerinde gereğinden fazla uzun ya da kısa olmaması gerekmektedir. Kurgunun orta bölümlerinde gerçekleşen olaylardan birini çıkartığımız zaman anlam değişikliği yaratmıyorsa, o şeyin kurguya eklenmesinde hiç bir fayda olmadığı gibi gereksiz bir uzatma yaparak okuyucunun sıkılmasına, uyuklamasına ve bütünden uzaklaşmasına sebep olur. Bu kitapta bu gibi eklentiler bol miktarda kullanılmış. Örneğin büyük anne ile ilgili sayfalar kitaptan çıkardığımız zaman hiç bir anlam değişikliği yaratmaz. Gereksiz yere okuyucuyu yoran sayfa sayılarını arttırmaktan başka bir şeye yaramamaktadır. Ya da eklenmesi gereken askıda alan şeyler de var ki bunlara hiç değinmeyeceğim bile. Bir kaç laf da editöre söylemek icap eder ki, sanki yazarın müsveddelerini alıp hiç okumadan düzeltme yapmadan doğrudan baskıya göndermiş gibi. Öyle cümleler var ki başlarken başka, biterken başka bir cümlenin kelimeleri gibi. Yazım hatalarına değinmeyeceğim bile. Ya diyaloglara ne demeli, örneğin Rose abisinin arkadaşıyla telefonda görüşürken; "Nasılsın" karşı tarafın cevabı gelmeden şuraya iki gereksiz olay sıkıştırayım karşı marketin kasiyeri bilmem ne dergisinin bilmen ne sayfasını okumakta filan "İyiyim" marketteki filanca müşteri saçının tokasıyla oynamakta. Bu ne yahu böyle diyalog mu olur? Neyse çok fazla uzatarak değerli vaktinizi almayım. Bir de iyi tarafından bakın, siz bu yazıyı para vermeden okudunuz. İyi kitapların iyi incelemelerinde buluşmak dileğiyle... Keyifli Okumalar...
Limonlu Pastanın Sıradışı Hüznü
Limonlu Pastanın Sıradışı HüznüAimee Bender · Can Yayınları · 2019497 okunma
·
289 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.