Asker arkadaşı olan Erdem ve Murat, adını Fırat ve Dicle nehirlerinden alan, iki nehir gibi yan yana, geçtiği topraklara can vermesi gibi kurguya hayat veren, çocuklukları bir arada geçen, siz kardeşsiniz yükü ile birbirlerine aşklarını içlerinde yaşamak zorunda kalan Dicle ve Fırat, kaynana baskısı ve iftirası yüzünden sevdiği adam Murat ve kızı Dicle'den ayrı düşen uzaklara savrulan Hicran, yaşadıklarının ağırlığıyla alkol ve madde bağımlısı haline gelen Murat, oğlu Fırat'ın baba figürüne uymayan kendini iç dünyasına kapatmış Erdem ve kendi keşke'leri ile herkesin hayatını mahveden babaanne Rebil... Adından da anlayacağınız üzere kurgu, tüm bu karakterlerin, keşkelerinin döngüsündeki hayatlarını konu alıyor. Kitap, aşk temalı görünse de, kurgusunun alt teması bana göre sosyo-psikolojik olan bu kitap, herkese tavsiyemdir. ~ Kaçırılmış fırsatların, bastırılmış duyguların, boşa yaşanmış ya da hakkıyla yaşanamamış yılların, gecikmiş itiraflarımızın ağıtı, yaptığımız yanlışlar ve yapamadığımız doğrular sonucu vardığımız noktadır, keşke... Fırat ve Dicle gibi... Keşke, keşkelerimiz olmayan bir hayat sürebilseydik. Çocukluğumuzda yer alan kasetler gibi geri sarabilseydik hayatı, yanlışlarımızı düzeltmek adına. Ama maalesef ki hayat bir kaset değil. Ctrl+Z yapma imkanı ya da geri al tuşu da yok. Hayatı keşkesiz olarak yaşamak mümkün değil. Bu yüzden bir an önce keşkelerimizle yüzleşip, daha az zarar görmek için onlarla barışmalıyız. Şöyle de birşey var ki, bizleri şu an'ımıza taşıyan o keşke ya da keşkelerimizdir. Ben, beni olduğum kişiye dönüştüren tüm keşkelerime teşekkür ederim. Ya sizin? Var mı keşkeleriniz?

Keşke KoleksiyoncusuAyşegül Kocabıçak · İthaki Yayınları · 202090 okunma

40 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

cadininnkazani