İlhan Berk "Güneşi Yakanların Selamı" adlı şiirinde: Bir ateş yakalım ki geçmesin hatta bir an Ve sussun kurtlar, kuşlar bir gök gürültüsüyle; Bir ateş yakalım ki, tutuşsun gökler bile Ve Güneş içilsin o gün, kızıl çanaklardan!... der Ahmet Muhip Dıranas ise "Selam" adlı şiirinde: Ve sanki ufkuna baştanbaşa gül rengi Kanatlarını açmada bir altın devir. Başlıyor ömrün ve ölümün güzelliği, Söyleyecek zaferlerini şimdi şiir der İki şiirde de okunduğu zaman görülen ilk şey, ateş, güneş, altın imgeleri, bunlar nihayetinde tek bir renge tekabül eder, güneş içmek, ateş yakmak ve altın devir gibi söylemler, geleceğe umutla bakmak, yeni zaferlerin şarkısını duymak, (kimisi hem yaşanan zamanda hem de ölümde bulur bunu, Dıranas gibi) son derece önemlidir, ilk şiirde istek kipi, ikinci şiirde ise şimdiki zaman kipi vardır, yani birinde umut etme(İlhan Berk) diğerinde ise(Dıranas) gerçeğin, şimdinin yaşanışı vardır. Şiirdeki en önemli fark buradadır bana göre. Metinlerarasılık bağlamında bakacak olursak (ki bana göre bu) Selâm! Sonsuzların yorgun gönüllerine Selâm: Güneşi içeren çocukların diyarından!...( İlhan Berk) Selam, sonsuzluğun aydınlık bahçesinden Selam, senelerce, senelerce, evvele(Dıranas) Sonsuzların yorgun gönülleri, sonsuzluğun aydınlık bahçesindedir, güneşi içeren çocukların diyarından selam, senelerce, senelerce, evvele. Görüldüğü üzere Berk'in şiirindeki iki dize ile Dıranas'ın şiirindeki iki dize, üstelik değiştirilerek okunsa bile, birbirini yanıtlar niteliktedir, bu anlamda metinlerarasılık ya da şiirlerarasılık bağlamında bir ilişkiden söz edilebilir, bu şairlerin bilerek yaptığı bir şey olmayabilir belki ama bu benzerliği en azından şiirlerin doğru şekilde anlaşılması açısından (en azından kendi açımdan) gerekli gördüm....

ŞiirlerAhmet Muhip Dıranas · Everest Yayınları · 20161,269 okunma

·

21 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Murat Toprak