Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Lâtife ile ilk karşılaşma
Kadın, bir adımını ileri atarak yazı masasının önüne geldi ve bir elini, masa üzerindeki, haritanın sarkan bir köşesine koydu. Eli, sanki Erzurum dağlarının karı gibi öylesine beyazdı. Kahverengi gözleri vardı ve ışık, siyah bir eşarp ile sarılı başını biraz aydınlatıyordu. -Ben Gazi Hazretleri'ni arıyorum. Atatürk ayağa kalktı. - Benim. Kadın başını eğdi. - Biliyorum. - Siz kimsiniz? - Ben Latife. - Memnun oldum. Nasıl buraya gelip içeri girdiniz? - Sizin emir eriniz dışarıda uyuya kalmıştı, ben de fırsatı kaçırmadım. Kısa bir sessizlikten sonra Mustafa Kemal, kamçı gibi şakırdayan sabırsız ve karşı koyulması imkânsız bir ses tonu ile sordu. - Ne istiyorsunuz? Kadın kendini beğenmiş bir tavırla cevap verdi. - Evimi emrinize tahsis etmek istiyorum Şehrin öte yanında deniz kenarında bir köşküm var. Annem, babam Fransa'da olduklarından dolayı çok boş odamız bulunuyor. Siz oraya yerleşeceksiniz... Sanki emir verir gibi konuşarak etrafına bakındı ve şöyle devam etti: - Bu yerde daha fazla kalamazsınız! Mustafa Kemal yeniden lâmbanın fitilini çevirdi ve yükselen lâmba ışığı birkaç saniye için de kızın yüzüne vurdu. İkisi arasındaki sessizliği sahilden gelen çığlık ve iki tüfek atışı bozdu. Başkan, beklenenden daha sakin ve daha ilgili bir ses tonu ile sordu: - Küçük hanım siz gerçekten kimsiniz? - Hakkınız var, benim kim olduğumu bilmek istersiniz. Bir casus veya serüven peşinde koşan biri miyim? Belki bir suikastçı da olabilirim. - Eğer sonuncusu ise o zaman dikkatini çekerim, tabancanı başıma çevir, çünkü göğsümde çelik yelek var.
Sayfa 207Kitabı okudu
·
29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.