Gönderi

343 syf.
·
Puan vermedi
Ephesoslu Herakleitos (M.Ö. 535) şimdiye kadar okuduğum 5 doğa filozofunun içinde (Thales, Anaksimandros, Anaksimenes, Parmenides, Herakleitos) en beğendiğim filozof oldu. Herakleitos'un felsefe dünyasındaki lakabı Karanlık olan (Skoteinos) dır. Bunun sebebi yazdıklarının muğlak oluşudur. Heidegger ise ilginç bir şekilde Herakleitos'a Aydınlık olan(der Lichte) der. Ben günümüz dil ve düşünce dünyasında okuduğum için olsa gerek anlam kapalılığı babında Herakleitos'u daha kapalı görmedim açıkçası, çünkü hepsinin fragmanları kapalı ve yer yer anlamsızdı. Mitolojinin nasıl kendi bağlamında özgün bir dili varsa, Doğa üzerine üretilen bu ilk düşüncelerin de (ki felsefe ve bilimin ilk kıpırtıları denebilir) aynı şekilde kendine özgü bir dili var. Doğa filozoflarının ürettiği felsefe ve bilim için aynı şemsiye altında yürüyen iki sevgili diyebiliriz. İ. Ö bilim için pek müspet şeyler söyleyemem. Çünkü sınanmamış hipotezler hepsi ve 21. yy bilim duvarının üstüne çıkıp geçmişe bakan bizler için korkunç hatalı öngörüler bunlar. İ.Ö'ki felsefe için de şunu diyebilirim: bir an oldukça ilkel bir arayışı okuyorsunuz gibi geliyor, sonra bir bakıveriyorsunuz güncel, taptaze, dipdiri bir insanlık sorunumuza değiniyor, hatta kullanışlı çözüm önerileri sunuyor. İnsan psikolojine bakıyorsunuz yüzlerce yıl geçmiş, insan hâlâ zaaflarının hiçbirinden kurtulamamış, bilakis üstüne yenilerini eklemiş. Herakleitos'a geçelim tekrar. Herakleitos gerçekten tam bir muhalif. Onu okuduğumda, muhaliflerin dönemin genel düşüncelerine karşı tepeden bakışı ve geneli küçümseyici tavrının hep var olduğunu görüyorum. İzmirlilerin hemşehrisi bu büyüğümüz bütünün karşıtlarla var olduğunu, her şeyin karşıtı sayesinde bir mana kazandığını söylüyor. Alıntı yapalım: "Aynı şekilde doğa karşıtlara ulaşmaya çabalar ve benzerlerden değil karşıtlardan bir uyum meydana getirir. Kuşkusuz tıpkı erkeğin dişiyle birleşmesi gibi, birleşme hemcinsler arasında değil, karşıt cinsler arasında olur, ilk uyuşma karşıtlar aracılığıyla olmuştur, benzerler aracılığıyla değil. Benzer şekilde sanat da doğayı taklit ederek üretir. Çünkü resim sanatı beyaz ve siyah, sarı ve kırmızı renkleri karıştırdığında doğal nesnelerin asıllarıyla uyumlu suretlerini meydana getirir; müzik ise tiz ve pes sesleri uzun ve kısa sesleri karıştırarak farklı seslerden tek bir ahengi meydana getirir; dilbilgisi ise sesli ve sessiz harflerin karışımını yaparak kendilerinden çıkan bütün sanatı bir araya getirir. Bunlar böyledir ve 'Karanlık' Herakleitos şöyle der: Bağlantılar: Bütün ve bütün olmayan, bir araya gelen ve ayrılan, birlikte söylenen ve ayrı söylenen, her şeyden bir ve birden her şey." (sf 137) "Hastalık sağlığı, açlık tokluğu, yorgunluk dinlenmeyi hoş ve tatlı kılar."(sf 197) " Her şey akar. " Herakleitos her şeyin kökeninin ateş olduğunu ve sürekli bir değişim içinde adeta aktığını söylemiş. Güzel demiş, örneğin biz her saniye maddemizden, ruhumuza; aklımızdan duygularımıza yenilenmiyor muyuz? 'Logos'a da çok önem veren Herakleitos yer yer Tanrı yerine logos kelimesini kullanıyor. İnsani logosu değişken ve muğlak gören filozof Tanrısal logosu ise kati, objektif ve mutlak doğru kabul ediyor. Herakleitos şimdi yaşasaydı bilim insanı olurdu tahminimce :) Ayrıca Herakleitos her şeyin başlangıcının ve sonunun Bir olduğunu iddia ediyor (bunu da çember örneğiyle izah ediyor) ki çember örneği hariç katılıyorum. (bu iş paradoksa gider çünkü:) O'ndan geldik O'na gideceğiz neticede. O nasıl bir şey peki? Gidince göreceğiz.
Fragmanlar
FragmanlarHerakleitos · Dergah Yayınları · 20161,628 okunma
·
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.