Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

198 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
26 saatte okudu
RUHUNDA 'UÇURUM' BARINDIRAN JACK LONDON...
Bazı yazarlar vardır, 'yazmak' eylemi onların hayatıdır. Gerçek bir kitap yazmak için ciddi fedakarlıklar yaparlar. Ünlü yazarların popüler kitaplarını okumamış olsanız da mutlaka duymuşsunuzdur. Ama bazı kitaplar vardır ki, asla hak ettikleri yerde değillerdir. Mesela Dostoyevski deyince herkesin aklına elbette Suç ve Ceza gelir, ama Yeraltından Notlar ya da Ezilenler de bir o kadar harikadır. Ya da Martin Eden'ı herkes okumuş olsa bile Jack London'ın Uçurum İnsanları'nı pek az insan duymuştur. Bu hak ettiği yerde olmayan kitaplar aslında oldukları yerde mutludurlar çünkü her kalp her yürek her ruh kaldıramaz bazı kitapları. Şimdi bu kitaplardan birini Uçurum İnsanları'nı size anlatmak istiyorum ama incelemeye başlamadan önce belirtmek isterim ki, ütopik ruhlu bir insansanız bu incelemeyi hemen kapatın çünkü bu kitabı okumak, anlamak için hayal gücünü olağanüstü bir gerçeklikle çalıştırmak gerekiyor. Kalbimizin kırılacağı bir kitap: Uçurum İnsanları... Önce biraz Jack London'ı ve tarzını anlatalım. Okuyanlar bilirler London, hissetmediği, inanmadığı hiçbir şeyi yazmaz. Onun bir kitap yazması için önce yazacaklarını hissetmesi gerekir. Vahşetin Çağrısı ve Beyaz Diş kitaplarında bütün olayları bir kurdun gözünden, bir kurdun duygularıyla müthiş bir gerçekçilikle anlatan; distopya türüne öncülük eden Demir Ökçe'yi biz okurların kitaplığına ekleyen; aşık ve kendine inanan bir adam olan Martin Eden'a hepimizi hayran ettiren adam Jack London... London okumak çok büyük keyiftir arkadaşlar, bana kitap okuma alışkanlığı kazandıran yazardır kendisi. O'nu okurken yazdıklarını kafanızda canlandırırsanız bambaşka alemlere gidersiniz ve Uçurum İnsanları'nda hepimizi bir bataklığa, bir çöplüğe götürüyor. Jack London, bu kitabı yazmak için İngiltere'nin en kötü, en bakımsız, en fakir, en pis yerine kısa bir süreliğine yaşamaya gidiyor. Yakın çevresindeki herkes bu kararına ciddi tepkiler gösterirken, London inandığı şeyin peşinden gitmekte ısrar ediyor, o insanları herkesin tanımasını istiyor çünkü fakir olmak asla suç değildir, üstündeki pahalı ceketin ya da yırtık tişörtün bir kumaş parçasından ibaret olduğunu unutmamalı insan. Ama giysilerimizin içinde bir ruh taşırız ve ruhumuz her şeyimizdir, kıyafetimiz fakir olabilir ama ruhumuz zenginse eğer, parayla satın alınacak her şeyin canı cehenneme... Kıyafetlerinden sıyrılıp bir eskiciye gidiyor London ve yırtık pırtık giysileriyle, bahsettiğimiz mahalleye adım atıyor ve o ilk tepkiyi ''...sokağa adım atar atmaz giysilerimin etkisiyle gerçekleşen statü değişikliğinden etkilenmiştim. Temasa geçtiğim sıradan insanlar hiç ezilip büzülmüyorlardı artık. Ne çabuk !'' syf 14 #106932177 cümlesiyle bizlere kitabın hemen başında gösteriyor. Yani diyor ki kıyafetlerim düzgünken bana bir kral muamelesi yapan insanlar, yırtık giysilerimi giyince beni görmezden gelmeye başladılar, ne çabuk ! İncelemenin bundan sonraki bölümünde hayal gücünüzü çalıştırın güzel insanlar. Hadi hep beraber buz gibi bir havada sokakta olduğumuzu düşünelim. Kalacak hiçbir yer yok, düşkünlerevinden başka. Düşkünlerevine gidiyoruz, kapıdaki sıra metrelerce uzunlukta, sıra bize geldiğince içeri giriyoruz, taş gibi bir yatakta 2 gün yatmamıza ve kahvaltıda bir tas hoşaf ve kaya gibi bir ekmek tüketmemize izin veriliyor. Ama bu 'şahane' yardımın karşılığında iki gün köpek gibi çalıştırılıyoruz. Sömürülüyoruz bir tas yemek için. İki gün sonunda sokağa atılıyoruz tekrar. Parklarda yatmak yasak, eğer olur da açlığın verdiği yorgunluk ve halsizlikle bir parkın çimenlerinde uyuyakalırsak, polis tarafından tekme tokat uyandırılıyoruz. Diyoruz ki bu böyle olmaz hadi iş bulalım, iş arıyoruz, bir sanayide iş buluyoruz mesela, bizim paramızla haftalık 3 lira kazanıyoruz. Bakın 3 liradan bahsediyorum, bir haftalık kazancımız iki ekmek parası, hem de iğrenç koşullar altında. Çalıştığımız makine elimizi kolumuzu kapabilir, ölebiliriz ama kimin umrunda, biz yüksekteki insanlar için Uçurum İnsanları'yız, yaşamamız bile yasaklanmalı aslında, sırf fakiriz diye. Haftalık 3 liramızla bir ekmek ve bir elma alıyoruz, bu elmayı cebimizde taşıyoruz her yere ve yemeye kıyamıyoruz. Bu elma bu insanlar için bedeli olmayan bir maden oluyor bir anda. Sonra yeniden sokaktayız, bir sokak köpeği gibi bir binanın dibine kıvrılıyoruz, polis yine geliyor ve bizi kovuyor, asfalta atıyoruz kendimizi soğukta. Bu insanlar, Uçurum İnsanları hayattan tek beklentileri o gün kalabilecekleri bir yer, oysa insan denen varlık, zenginliği ve varlığın getirdiği şaşalı hayatla birlikte, kendisi gibi olmayan, fakir insanları her zaman hor görmüştür. Jack London bunu da ''...onlar için ilerlememek, tekrar Uçurum'a düşmek demektir. Hayatta yapabilecekleri tek şey düşmeye başlamaktır .'' syf 31 #106952664 cümlesiyle anlatıyor. Bu insanların sonu yine uçurum ve daima uçurum. Çünkü uçurum için varlar. Bu insanlar için tek bir cehennem vardır mesela ;''...bu yoksul, aç insanlar hayal gücü yoksunu ve maddeciydiler; gözle görünmeyen şeylerin varlığından haberleri yoktu ve onları bekleyen cehennemden korkmayacak denli, yeryüzündeki cehennemi kanıksamışlardı .'' syf 83. Umutları yok, hayalleri yok, amaçları yok. Bir bok böceği edasında yaşıyorlar bu insanlar, zenginlerin ve 'yüksek' insanların artıklarıyla yaşıyorlar. Aslında biliyorsunuz bu insanlardan aramızda olanlar var ve biz sadece seyrediyoruz. İnsan denen bencil yaratık, keşke sana dokunmayan yılan bin yıl yaşayacağına, bütün yılanlar seni yutsaydı. Ve bir tokat gibi yüzümüze bir cümle bırakıyor London ;''En çarpıcı şey, insanların tümünün sergilediği merhametsizlikti.'' syf 95 #107105620 Değerli arkadaşlar, hayal gücünüz zayıfsa bu kitabı okumayın, zaten başaramazsınız. Her gün yüz liralık menüler yiyorsanız da bu kitabı okumayın, durduk yere şaşalı hayatlarınızdan vakit almayalım ! Ve Jack London... İnsanlığınla, gerçekçiliğinle ve taşıdığın inanılmaz hassas kalbinle sana sonsuz saygı duyuyor ve seni bir kez daha anıyorum... ''...her şey yolundaydı o zamanlar. Tanrı hâlâ cennetindeydi.'' syf 20 Hangi cennet ???
Uçurum İnsanları
Uçurum İnsanlarıJack London · İletişim Yayınları · 20213,533 okunma
··
1 artı 1'leme
·
1.086 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.