Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

431 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Köy Enstitülerini ilk defa lisenin başlarında duymuştum. Hiç sevmediğim, sapık zihniyetli bir öğretmenimiz bahsederdi. O zamanlar hocaya duyduğum antipatiden dolayı pek dinlememiştim anlattıklarını. Ama şimdi araştırınca adamın anlattığı tek faydalı ve mantıklı şey buymuş, bunu da ön yargımdan dolayı ben geç öğrendim... İnsan, böylesine faydalı ve eğitime ihtiyacı en fazla olan köylülere yararlı olabilecek uygulamanın kaldırılmasına çok üzülüyor. Ya zaten ne zaman fakirlerin, güçsüzlerin yararlanabileceği bir iş yapılmış ki?.. Felsefeden derslerinden tanıdığımız filozof John Dewey'nin ortaya attığı fikir; İnönü'nün desteği, Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç'un da aktif katılımıyla Köy Enstitüleri olarak ortaya çıkar. Bu proje sayesinde hem yoksul çocuklar okuyacak okurken de aldıkları pratik eğitimle ( tarım, hayvancılık, balıkçılık, terzilik, marangozluk, sanat, bilim...) gittikleri köylerde köy halkını eğitecekler. Bir yandan Köy Enstitülerinin pratiğe dayalı o eğitimini düşünüyorum, bir yandan bizim teorikten ibaret; hiçbir işe yaramayan bilgilerle kafamızı doldurmayı amaçlayan eğitim hayatımızı... Kitapta yer alan enstitünün haftalık ders programı: "Haftalık çalışma 44 saat. Bunu ikiye bölmüşler. Yarısı kültür dersi: Türkçe, Matematik, Tarih, Coğrafya, Yurt Bilgisi, Doğa Bilgisi, Fizik, Kimya, Resim, Beden Eğitimi, Ruhbilim, Toplumbilim var. Her ay yazılı, sözlü yapılıyor. Zamanın öteki yarısını işe ayırmışlar: 22 sat. İş de ikiye ayrılıyor: Tarım, Teknik Sanatlar Öğleden önce ders yapan kümeler, öğleden sonra bir hafta Tarıma gidiyor: Sebze ekimi, çapa, sulama, meyvecilik, budama, hasar, arıcılık, öküz, inek, at, koyun bakımı. Ondan sonraki haftanın yarım günlerinde Teknik Sanatlar: Yapıcılık. Marangozluk, Demircilik. Her öğrenci birini seçiyor. Sanat ayrımı ikinci sınıfta oluyor." #109115349 #109117228 #109151980 #109192000 Sabahları güne türküler ve halk oyunlarıyla başlanıp daha sonra öğrencilerin de yardımlarıyla hazırlanan kahvaltıdan sonra kitap okuma saatleri.. Kitap okumayı teşvik konusunda şöyle bir uygulama var: Her öğrenciye okulu bitirdikten sonra okuduğu kitap sayısı kadar kitap verilerek gideceği okula kütüphane kurulmasını sağlamak. Bir taşla birsürü kuş :) Tabii ki bir süre sonra halkın eğitilmesini, uyanmasını sağlayabilecek bu uygulamaya tepkiler de gelmeye başlıyor. Hem muhalefetten hem de köy enstitülerini kuran CHP'den hem de eksik bilgileriyle dolduruşa gelen köylülerden... Bu tepkilere kitaptan örnek vermek gerekirse: "Köylüler dirgenlerini, tırmıklarını alıp şehirlere mi yürüdü? Niçin toprak reformu yapıyoruz? Niçin hepsini okutmak için enstitü açıyoruz? Yeni köy öğretmenleri kendilerini birer Atatürk sanıyor." "Bu çocukların her birinin birer Atatürk olması temenni edilir." (Hasan Ali Yücel) "Ben üçü beşi bilmem! Bindiğim eşek benden akıllı olmayacak! Olursa düşürür. Okuyan köylü zaptolmaz!" "Efendiler, köylü okursa yarın benim toprakları kim sürecek? Koyunu, davarı kim güdecek?" "DP muhalefeti kaç para; CHP'nin içindekiler enstitülere daha düşman. Sıkıştırıyorlar. Bu yüzden ödün verecek. Sanırım fena budayacaklar enstitüleri." Üzücü olansa halkın bilgisizliğinden, cahilliğinden dolayı yaptığı yorumlar: "Enstitülere kız veren kavatlarda akıl yoğumuş! Böyle domuzluk planları olmasa, mis gibi şehirler dururken gidip ıssız yerlere mi kurarlar enstitüleri? Amacı okul değil, genelev açmakmış!" "-Kızlar öğretmen olacak mı gerçekten? -Evet! -Evlenecek misiniz, Yoksa düzüp düzüp bırakacak mısınız?" Enstitülerin başlardaki güzel, başarılı, faydalı havası tepkilerden sonra bozulmaya, yönetim tarafından değiştirilmeye başlanıyor: Müdürler, öğretmenler değiştirilerek; kurumun eski pratik eğitime, çalışmaya dayalı sistemi köreltilerek... "Tarlada buğday ile arpayı ayıramayan fakülte çıkışlılar, bize kırk bin köyün temel ürünü buğdayın botanik özelliklerini ezberletiyor. Ahırın, ağılın eşiğinden adım atmayanlar tek tırnaklı, çift tırnaklı hayvanların neler olduğunu elindeki nota bakarak tahtaya yazıp bunları aynen bellememizi, sınavlarda sorulduğu zaman bilmemizi istiyorlar." "Şimdi Marangozluk, Demircilik hepsini 'öğreniyor'um. Bir tahta parçası veriyorlar: İkiye bölün! Köşelerine geçme yapın. Apartın, parlatın. Gösterin öğretmene, not alın. Sonra şu köşeye atın. Soba yakacağı olur." Köy Enstitüleri, ABD'nin kapatılmasını talep etmesinden sonra müfredatında yapılan değişikliklerle Öğretmen Okuluna dönüştürülür ve en sonunda da DP tarafından kapatılır. Böylece el birliğiyle faydalı bir işin daha sonu getirilir... Kitap Fakir Baykurt'un özyaşam öyküsünü anlatan serinin ikinci kitabı. Roman havasında; hiç sıkmadan dönemin koşullarını, siyasi ve toplumsal durumunu gözler önüne seriyor. Okunması gereken kitaplardan olduğunu düşünüyorum. Keyifli okumalar...
Köy Enstitülü Delikanlı
Köy Enstitülü DelikanlıFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 2019129 okunma
··
253 görüntüleme
Zeynep okurunun profil resmi
Kitapta komünizmden, faşizmden bahsedince aklıma bu sahne geldi. Paylaşmadan olmazdı :D m.facebook.com/yesilolan/video...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.