Bazen insanı kendisi değil de yaşamın iyi ya da kötü koşulları şekillendirir. Kitabın kahramanı Eszter Encsy de bu kötü koşullarla şekillenen insanlardan. Eszter Encsy, yoksul sefil hayatıyla değersizlik içinde çocuk yaşında mücadele eder. Çektiği tüm acılar onu fiziksel açıdan güçlü yaparken, duygusal açıdan acımasız yapar. Öyle ki trajik olaylara bile bazen ağlarken bazen de gülecektir. Kim bilir iyi bir tiyatro sanatçısı olması da bundandır. Hayatın her kalıbına girecek kadar pismişliğinden...
Yaşamın başka türlüsünü sınıf arkadaşı Angela'da görür. Her şeye sahiptir Angela. Etrafında pervane olan zengin bir ailenin güzel kızı. Tabiri caizse dünyaya prenses olarak gelenlerden. Bu iyi koşullar Angela'yı saf temiz ve iyi kalpli yaparken, Eszter Encsy 'in sefil yaşamı ise onu nefretle, kinle, hasetle, art niyet gibi duygularla yoğrulan bir karakter yapar.
İşte kahramanımız Eszter Encsy, romanın daha başında ölen sevgilisine bu kötü koşullardaki hayatının üzerinde yarattığı, travmatik ve nevrotik duyguların sebeplerini, iç dünyasında neler hissettiğini neler düşündüğünü anlatır. Bir nevi Ruhsal çözümleme yapar.
Nazan Bekiroğlu'nun " tepeden tırnağa çamursun adem " dediği gibi içindeki tüm çirkinlikleri çamuru ortaya döker.
Yıllar sonra Angela'nın sahip olduğu maddiyata hatta kocasına dahi sahip olur. Ama Angela'nın doğuştan sahip olduğu o değerlilik hissine hiç bir zaman sahip olamamıştır ve bu nedenle kopamamıştır geçmişten. Sevgilisini de o geçmişle arasında bir bağ olarak görmüş, ölümüyle bu bağın koptuğunu da itiraf etmiştir.
Çok yoğun bir kitap olması sebebiyle kesinlikle okunmasını tavsiye ederim.
Keyifli okumalar.
Yavru CeylanMagda Szabo · Yapı Kredi Yayınları · 2018345 okunma