100 yılı aşkın süredir okunan bir başyapıt! Yoksulluk içerisinde bir hayat süren, yoksul bir şekilde tren garında hastalıktan ve soğuktan hayata gözlerini yuman, Rus edebiyatıyla birlikte dünya edebiyatının da öcüsü olan ve bizim edebiyatımız da dahil olmak üzere pek çok edebiyata, edebiyatçıya örnek olan Tolstoy ve onun muhteşem eseri Zamanımızın Köleliği. Modern dünyanın masif düzeni. Kapitalizmin kuklaları! Dünya düzeninin tabakalaşmış adaletsizliğini konu edinen bu kitap, sınıfların, insanları içten içte nasıl da bağımlı kıldığını anlatıyor bir bakıma. Biri soyu sayesinde elini kıpırdatmadan varlık sahibi olurken, diğeri alt tabakada olduğu için soysuz görülüyor soyluların gözünde. Aşağılanıyor, hor görülüyor. Değer görmüyor. Haliyle başkasından değer görmeyen varlıksız insanlar, kendilerine değer vermiyor. Ve bu adaletsiz düzen yüzünden, fakirler hep zenginlerin kölesi oluyor! Hayatın getirilerini ellerinin tersiyle iten bu saçma güç gösterisi insanları nasıl da yanlış yollara sürüklüyor. Oysa insan olmak soyla değil, şerefle olurdu. Bunu yüzyıllardır süregelen gelenekler yüzünden anlayamıyoruz. Köleleşmeler (aslında kimse farkında olmasa bile) bir son bulmazsa devrim olacak. Aynı yüzyıl içerisinde yaşayan çağdaş dünya milletlerinin birbiriyle birebir ve bir o kadar da birbirinden bağımsız yaşadıkları kölelikleri konu edinen bu kitap, kapitalizmin temellerini de gösteriyor bize. Bir değil, iki kere okuduğum ve bundan sonra da muhakkak tekrar okuyacağım bir başyapıt olduğunu gönül rahatlığıyla söylüyorum. Hiç düşünmeksizin bu kitap 10/10 bir eser. -Bir kitap okuduğum zaman, onun hakkında başkalarına yorum yapmaktan pek hoşlanmam aslında. Karşımdaki kişiyi kitaba önyargılı yapma korkusu sarar içimi. Kelimelerimi yanlış biçimlerde kullanmaktan korkarım. Ama bugün, bu kitap hakkında bir görüş bildirmemin küçük bir başlangıç olmasını diliyorum kendi çapımda.-

Zamanımızın KöleliğiLev Tolstoy · Öteki · 2016157 okunma

·

22 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Beyzαɴυr