Otuz üç yıl önce Hasanoğlan'da tanıştığımız Ali Sağın, o şimdi yerinde yeller esen enstitüyü bitirip öğretmen olmuş ama yurtta kalamamış. Kıyımdır, sürgündür derken, o güzel meslek Ali Sağın'a ağır gelmiş. Şimdi Sydney'de bir kumaş fabrikasında işçi. Şairliği de var. Ondan ileride gene söz edeceğim. Bana iki şiirini verdi. Bir tanesinde iş arkadaşlarını şöyle anlatıyor:
Dünya karalarından göç etmiş gariplerin
Çoğunu görmek olası burda
Ganalı zenci John, çıkık alınlı, yassı burunlu
Çinli Hong, güler yüzlü, pirinç gözlü
Hintli teke sakallı Sing
Singapurlu çekik gözlü Hong
Filipinli ağır tabanlı Many
İskoçyalı donuk yüzlü Bolu
İngiliz soğukkanlı Pommy
Yunanlı çenesi düşük Deni
Avustralyalı kanguru yürüyüşlü Garry
Şeftaliyi bilmeyen
İlk kez benimle yiyen Ficili Muhammed
Ortalıkta fink atan Burmalı Şeytan Ahmet
Kırık tekneler içinde aylarca yol almış
İki yavrusunu Pasifiğe adamış
Derin derin düşünen
Yüzü hiç gülmeyen
Vietnamlı Chen Mhen
En son makinada çalışan
Türlü sefilliğe alışan
Pinoche yönetiminden kaçan Şilili Ivan
Onun anıları herkesten yaman
Uyu anam anam
Boğucu sıcaklarda geçmiyor zaman
Bu gidişle halimiz yaman..