Gönderi

Yaklaşan çatışmanın, düşen bombaların, ağlayan insanların sesini dinledim; düşmanın yakında mı, yoksa uzakta mı olduğunu anlamak için burnum barut kokusunu arıyordu. Fakat alabildiğim tek koku çamura dönüşen toprağın kokusuydu. Bu bildiğim bir kokuydu, yağmurun, ekili toprağın kokusuydu, muson kokusuydu. Ve anladım çatıya yağmur damlaları düşüyordu. Yüz binlerce yağmur damlası. Yalnızca yağmur damlası.
Sayfa 149Kitabı okudu
·
13 görüntüleme
Umut Koçak