Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

192 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Ayrıntılı ''Yakusoku no Neverland (The Promised Neverland)'' Cilt 1 İncelemesi
Animesini izlediğim ve mangasını bitirdiğim bu seriye baştan başlamak istedim. Genelde sevdiğim serileri baştan izlemeyi veya okumayı seviyorum çünkü kaçırdığım ayrıntılar oluyor ve bunları keşfetmeyi seviyorum. Kısaca konudan bahsedersek: Grace Field Evi 12 yaşına kadar yetimlere bakan bir yetimhanedir (!). Burada 3 yakın arkadaş Norman, Emma ve Ray yaşamaktadırlar. Diğer kardeşlerini ve bakıcı anneyi (mama) çok severler. Burada her şeye sahiptirler: mutlu bir aile, lezzetli yemekler, kocaman oyun oynamak için bir bahçe, bir sürü kitap... Burada çocuklara en çok 12 yaşına gelene kadar bir aile bulunur. İki yere gitmeleri yasaktır. Birincisi dış dünyaya açılan geçit, ikincisi ise ormanın içerisindeki çitlerin arkası. Bir gün Norman ve Emma, yeni ailesine giden kardeşlerinin en sevdiği oyuncağını unuttuğunu farkederler ve o ayrılmadan ona yetişebilmek için arkasından geçite giderler. Fakat burada gördükleri ve duyduları şeyler karşısında şok olurlar. Burası aslında bir yetimhane değil şeytanların yemesi için insan eti üretilen bir çiftliktir. Seriyi cilt cilt yorumlayıp puanlamayı düşünüyorum. Yenisi çıktıkça alıp okuyacağım. Şimdi bu cilt için yorumuma gelirsek: - Öncelikle konuyu çok çok özgün bulduğumu söyleyemeyeceğim. Yani bende ilk defa bu tarz bir kurgu okuyormuşum gibi hissettirmedi. Aslında bir yerde hapissin, hayatın ve bildiğin gerçekler yalanmış, buradan kaçıp dış dünyaya gidelim mantığını en basitinden Shingeki no Kyojin'de birkaç yıl önce görmüştük. Eğer daha önce bu tarz şeyler izleyip okumamış olsaydım bana daha farklı şeyler hissettirebilirdi. - Ana karakterlerin 11 yaşında çocuklar olmasına rağmen bana 11 yaşında olduklarını hissettiren tek şey ebelemece oynamalarıydı. Bunun dışında 11 yaşında çocuklara göre inanılmaz derecede zekiler ve stratejikler. Seri kurgu olduğu için bu yönüne takılmıyorum fakat gerçekten zaman zaman insana fazlasıyla ''yok artık'' dedirtiyor ve bu noktada insan okuduğu şeyde bir saçmalık olduğunu düşünebiliyor. - Ana karakterlerden biri olan Emma gerçekten ama gerçekten çok idealist ve çok iyimser. Çocuksu bir idealistlik. Fakat bu da insanın canını gerçekten çok sıkabiliyor. Ve Emma bana gerçekten de bana Shingeki no Kyojin'den Eren karakterini çok anımsatıyor. Fakat konuları birbirinden farklı olduğu için bunu göz ardı ediyorum. - Bunun dışında gerçekten çok akıcı ve merak uyandıran bir mangaydı. Okuyucuyu kendine kilitlemeyi başarıyor. Bunun dışında bana çok çok özgün daha gelmese bile beni kendine bağladı ve en sevdiğim serilerin arasına girdi. Tabi en sevdiklerimden olması okuduğum en iyi şey olduğu anlamına gelmiyor. Objektif yaklaşmaya çalışıyorum. Bu cildi fazlasıyla eleştirmeme rağmen yine de beğendim ve vereceğim puan iyi. Okumak isteyen arkadaşlara tavsiye ediyorum. Gerçekten de hoş, sürükleyici bir seri. İsteyenler ilk sezonu izleyip kalanına mangadan devam edebilir. Çünkü animenin ikinci sezonu maalesef mangadan ayrı bir yol haritası izlemiş ve ben bu durumlardan hiç hoşlanmıyorum. Ve objektif baktığımda da çoğu insan gibi ben de gerçekten animenin devamını beğenmedim. Fakat kitapları gerçekten güzel. Puanlamamı nasıl yaptığıma gelecek olursak: - Genelde hiçbir seriye 10/10 vermem. Amacım kibirli olmak, çok bilmişlik yapmak asla değil. Aksine ben bir profesyonel değilim ve benim vereceğim 10 puan bir mantıksızlık olur. Her mangada elbette belli başlı eksiklikler vardır ve sırf bir seriyi beğendiğim için 10 puan vermeyi gerçekçi bulmuyorum. Mutlaka kaçırdığım bir nokta olacağını düşünüyorum. - Geri kalan 1 puanımı da yukarıda belirttiğim gibi mantıksız olduğunu düşündüğüm noktalar ve çok özgün olmadığını düşündüğümden kırıyorum.
Vadedilmiş Yokyer - 1. Cilt
Vadedilmiş Yokyer - 1. CiltKaiu Shirai · Gerekli Şeyler Yayınevi · 2020852 okunma
·
419 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.