“Her edebiyat eseri belirli bir dünya görüşünü, inancı, doktrini, ideolojiyi savunur ve bunlara tepkide bulunur” (Nurettin Kösemial) Kitaptan önce yazarından bahsetmek gerek. Alev Alatlı, 1944 yılında İzmir'de doğuyor. Babası bir asker (Ertuğrul Alatlı-Alfa yayınlarından 09 Mart 1971 Darbe Girişimi ve Müdahale adlı kitapları bulunmakta). İlkokul öğrenimini Erzurum’da, ortaokulu Ankara’da, liseyi ise Tokyo’da okuyor. ODTÜ Ekonomi-İstatistik Bölümü’nde yüksek tahsilini tamamlıyor. Fullbright bursuyla Amerika’da master derecesi alıyor. Ekonomi alanının üzerine Felsefe ve İlahiyat öğretilerini de ekliyor. 2'si iyi derecede olarak 4 dil biliyor yazarımız. Zekasına, bilgisine şapka çıkarmamak elde değil. Peki bu kadar özgeçmiş neden önemli? Çünkü önce yazarı tanıyabilmek lazım hangi çerçeveden dünyaya bakıyor diye az da olsa anlayabilmek için. Asker çocuğusun, İzmir'de dünyaya geliyorsun, Japonya ve ABD'de eğitim alıyorsun ve tüm bunları bir ''kadın'' olarak ''bileğinin hakkıyla'' başarıyorsun. Şimdi kitaba gelirsek, Or'da Kimse Var mı? serisinin ilki olan ''Viva La Muerta -Yaşasın Ölüm'' kitabı, kahramanımız Günay Rodoplu üzerinden ilerleyen, muazzam bir bilgi deposu, minyatür bir ansiklopedi kıvamında konuların geçtiği, roman adı altında fikir uçuşmalarına varabilecek şekilde farklı örneklere, bilgilere varan alıntı ve cümlelerin bulunduğu bir eser. Romanda, yer-kişi-olaylardan çok fikirler ve düşünceler ön plana çıkıyor. Yazar, kahraman üzerinden fikirlerini belirtiyor. Fikirlerinin veya dünya görüşünün ne olduğuna gelirsek; Batılılaşmanın tam karşısında (...ıslahat yapacağız derken, 19.yy Avrupa sömürgeciliğinin -ve onun izdüşümü Siyonizm'in-3. Dünya halklarına karşı geliştirdikleri mitolojiyi devralmıştık biz.- sf 238), Jön Türklere ve İttihatçılara düşman (Bize ırkçılık Jön Türklerle, faşizm İttihatçılarla gelmiştir-sf 247) Kendi içimize dönmemizi vurgulayan, tek parti dönemindeki CHP'yi ve özellikle yazıldığı dönem SHP üzerinden elitist, ''Beyaz Türk'' diye tarif edilebilecek kesimi yeren, eğitim sistemini hatta Köy Enstitülerini eleştiren düşüncelere sahip. (..iç sömürgeciliğin Türkiye versiyonunda, takdim ''Türk köylüsü'' denilen muhayyel bir yaratığın icat edilmesiyle başlar. Kimmiş efendim bu yaratık? Bir kere, milletin efendisidir, ''Köylü sen topraktan öğrenip kitapsız bilirsin!''..bu söylediklerim 1940'ların sloganıydı. Köy Enstitülerinin duvarlarında yazılıydı! -sf 242) (İç sömürgecilerin örnek alabilecekleri dahiyane sistemler Siyonizm'in ve onun sulandırılmış versiyonu Hitler faşizminin eğitim sistemleridir-sf 243) Bu fikirleri yazan kişinin öz geçmişine bakınca şaşırmadan edemiyorum. Tabi kendi sınıfı da olsa yanlış olduğunu düşündüğü şeyleri söylemesi çok iyi. Yazarın bunları -yazdığı dönem- gerçekten inanarak yazdığını düşünüyorum. Fakat daha sonraki yakın zamanlarda yapılan açıklamaları görünce insan düşünmeden edemiyor. (.....Mahmut Şevket Esendal..Ayaşlı ve Kiracıları'nın yazarı. Biliyormusun o eseriyle bir de ödül almış, CHP Roman Yarışması Ödülü!..Düşün şimdi, Tek parti, Edebi Şef, Tek Parti Roman Yarışması yani resmi tarih, resmi edebiyat! -sf 247) Bu cümleyi yazan yazar da Cumhurbaşkanlığı Edebiyat Ödülü alıyor, damadının 2014'te TT Net’in Genel Müdürlüğüne getirildiği haberlerde yer alıyor. Netice itibariyle, roman olarak tat verici olmasa da zeka ve bilgi içeriği açısından farklı bir okuma oldu.

Viva La Muerte! - Yaşasın Ölüm!Alev Alatlı · Alfa Yayınları · 2001320 okunma

·

93 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.