Kitabı bitirdikten sonra "Okuyorum" durumunu, "Okudum" olarak güncellemek istedim. Ardından her zamanki gibi puan verme aşamasına geçtim ve o anda parmaklarımı yönetemediğimi fark ettim. Karar mekanizması ben değildim o an. Kitabın içimde yaratmış olduğu etki, parmaklarımı beş saniye ele geçirmiş ve 10 puana tıklamıştı sanki. Ayrıca gözlerimin de başka bir puanı gördüğünü sanmıyorum. Üç yılı aşkın süredir sanırım verdiğim üçüncü on puan. Daha nasıl açıklayabilirim ki ama deneyeceğim. Günümüzde insanların yaşamak istemeyeceği deneyimlerin başında savaş geliyor, desek sanırım yanlış bir yargıda bulunmuş olmayız. Remarque de 18 yaşında askere alınması ve 1. Dünya Savaşı'nda Batı Cephesi'ne gönderilmesinin de etkisiyle savaşın bitiminin ardından bu eseri ortaya çıkarıyor ve kitap, inanılmaz bir etki uyandırıyor. Remarque, savaşı, savaşı bir mecburiyet olarak gören, öldürme iç güdüsü ile programlanmış askerlerin gözünden değil, çeşitli meslek gruplarından -demircilik, tarım işçisi gibi- askere alınan sıradan vatandaşların gözünden anlatıyor. Bunun da bir sonucu olarak yazar, savaşı bir zorunluluk olarak değil bir anlamsızlık olarak okuyucuya yansıtıyor. Burada kritik nokta şu aslında gözüme çarpan. Evet, Remarque savaşı bir anlamsızlık olarak dile getiriyor ama yarattığı bu eserde savaşın insan psikolojisini nasıl değiştireceğinin de bölüm bölüm ciddi örneklerini veriyor. Söylemek istediğimi daha iyi anlatabilmem adına kitaptan bir cümle bırakıyorum aşağıya; "Karşıdakilerin arasında babam bile olsaydı göğsüne bir el bombası fırlatmakta bir an tereddüt etmezdim." İncelememin başında söyledim ya savaş, yaşanması istenmeyecek bir deneyim diye ama muhtemelen bir o kadar da savaşın nasıl bir deneyim olabileceğine merak eden insan vardır toplumda. Cephede savaş nasıl geçiyor, insan psikolojisi nasıl etkileniyor, insan nasıl bir değişime uğruyor gibi onlarca soru kurcalıyor insanın kafasını savaş akıllara geldiğinde. Şunu net olarak söylemem gerekir ki, bu kitapta aklınıza düşen her sorunun cevabı var. Değinmek istediğim konulardan biri de şu. Sizlerde olur mu bilmem ama bu tip kitaplarda ilerledikçe "Şunu da anlatmış olsa, acaba şu konuya da değinmiş midir?" tarzı düşünceler oluşuyor. Dedim ya deneyimlemedik ama nasıl bir şey olduğunu bilmek istiyoruz diye. Kitabı bitirdikten sonra fark ettim ki, kitapta görmek istediğim her şeyi anlatmıştı yazar. Bunun detayına inmek isterdim ama spoiler olabileceğini düşündüğüm için detay vermiyorum ama kitabı okumaya başlarsanız, kitapta görmek istediğiniz şeyleri düşündüğünüzde bir bölümde ya da sayfada karşınıza çıkacağını göreceksiniz. Dil, akıcılık, konu... Buradaki incelemelerin belki de olmazsa olmazı. Gerçekten hiçbirisine girmeyeceğim bu kitabın incelemesinde. Ne yapabileceğim bir eleştiri ne de övgülerimi karşılayabileceğini düşündüğüm bir cümle oluşturabilirim zira. Son olarak da bir bilgi vererek kapatayım incelememi. Erich Maria Remarque, bu eseri yazdıktan sonra elliye yakın yayınevine yollamış ve biri dışında hiçbir yayınevi olumlu geri dönüş yapmamıştır. O yayınevinin genel direktörü de okuduğu eserin kendisinde bıraktığı etkiyi şu cümleyle açıklamış: "Bu gece gözüme uyku girmedi" Tesadüf odur ki, kitabı bitirdikten sonra benim de gözüme uyku girmedi...

Batı Cephesinde Yeni Bir Şey YokErich Maria Remarque · Everest Yayınları · 20153,278 okunma

··

68 görüntüleme

Bertha Mason

@Berthamason ·

17 Mart 2021 20:42

Spoiler vermeden bu kadar merak ettirilir bir insan :D Eline sağlık 🙏🏼

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sezer