Merhaba arkadaşlar, Elimdeki kitap 1997 ilk baskı telos yayınlarına ait M.A.Kılıçbay çevirisi. Amin Maalouf ilk bu kitapla edebiyat dünyasına arzı endam etti.Arkasından bugün bir klasik sayılan " Afrikalı Leo " ve " Semerkant " adli iki tarihi romanla hayranlığımızı ve takdirlerimizi kazandı. Benim okuduğum ilk kitabı Semerkant'tı ve onu Afrikalı Leo takip etti. "Tanıos kayası" ve diğerleri kadar beni celbetmeyen " Işık bahçeleri" adlı tarihi romanlarının arkasından benim aşık olduğum bir başka eseri " Doğunun Limanları " ve günlük formatında yazdığı, başta beni sıkacağı düşündüğüm,ki ne kadar yanılmışım, "Yüzüncü Ad" namı diğer Baltasarın yolculuğu ile devam ettim .Bu zamana kadar anlattığı tarihi roman kurgusu - kendi kökeni Beyrutun dağlık bölgesidir ve ailesi hiristiyandır "- nün dışında kendi ailesinin tarihi izini sürdüğü ( Kübayı da içine alan ) " Yolların Başlangıcı " ile Maalouf yolculuğumuz sona ermişti. Bu ilk kitabini bir Maalouf ve tarihsever biri olarak niye bu kadar öteledim, inanın ben de bilmiyorum. Maalofun yeni piyasaya sürdüğü son romanı hariç distopya tarzına dönen kitapları ve gene bu tarzdaki geleceğin karanlığı ile ilgili deneme kitaplarını okumamamın sebepleri var kendimce ( ki yaşayan efsane Maalouf için bu sebebleri kırmalı ve diğer eserlerini de okumalıyım ) lakin bu kitabı niye öteledim ( evet resmen öteledim, kitaplığımda öylece 3 yıldır duruyordu garibim) hakikaten bilmiyorum.Nasib deyip kapatalım bu mevzuyu. Fransız Akademisinin 29 numaralı koltuğunu zabt eden Maalouf un bu ilk kitabı olan " Arapların gözüyle haçlı seferleri " bir roman değil. Roman tadında bir tarih resitali. Arap vakaunistlerin anlatılarına dayanarak bir dönemin yaşanmışlıklarının fotoğrafını değil filmini çekiyor. Şunu anladım bu konuda benim bilgim yüzeyselmiş meğer. Ama şu kitaplada daha iyi anladım ki - hep bu kanıdaydım- muktedirin ,iktidar sahibinin, (adı ister Sultan,ister Kral ister Başkan olsun ) milliyeti, dini, ilkeleri, değerleri yok. Onlar sadece işine geldiği zaman sarıldığı bir araç.O değerler bizler gibi saftirik ,garibim halk için bir anlam ifade ediyor. Muktedirin tek derdi iktidar koltuğu. Son sözü yazar yazmamış olsaydı, (özellikle Arapların gözüyle başlığına çok takılmıstı m ) farklı bir yorum yapacaktım, lakin gerek kalmadı. Bu kitapta şuna bir kez daha kanı oldum.Hani Karamazov kardeşlerde Alyoşa diyor ya " Tanrının işlerini anlayamıyorum ", - aynen bende- .Bu bizim dar bakış açımızdan kaynaklanıyor.Geniş perspektifi göremeyip, puzzle in bütününe vakıf olamıyoruz ya ondan diye düşünüyorum.Hani bir söz vardır bilirmisiniz ; Allah yaparsa birinin işini ,mermere geçirir dişini, Allah yapmazsa birinin işini, sütlaç yerken kırar dişini. İşte bu kitapta bunun örneklerini göreceksiniz.Kudüs ve çevresine yerleşen Frenklere karşı ilk ümitvari direnişi göstermiş, Elazığ' da Gakkoşların atası sayılan Belek Gazi nin dişini sütlaç yerken kırmış, Yusuf Selahattin Eyyubiyinin ise- ki hiç istemediği halde bu dervişvari,sulugözlü,merhametli,en ufak kibri,şans,şöhrete, krallığa meyli olmayan hırs yoksunu bu yiğidi aynı adaşı Hz.Yusuf gibi önce Mısıra Melik sonra ite kaka muzaffer bir kahraman - dişini mermere geçirmiştir. Bana çok katkıları olan bu eseri okuduğuma memnunum. Maalouf beni hiç yanıltmadı.O zaman kütüphanemde bekleyen ilk distopik eseri" Beatrice'ten sonra birinci yüzyıl " ı okumaya marş marş..

Arapların Gözüyle Haçlı SeferleriAmin Maalouf · Telos Yayınları · 19981,791 okunma

··

61 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Yüksel Yüksel