Evet...Bir saat önce başladım kitabı okumaya ve biter bitmez sıcağı sıcağına bu incelemeyi yazıyorum. Kitap, görüntüsü yüzünden toplum tarafından dışlanmış, insanların ve insanlığın her anını gözlemleyen bir kamburun ağzından işleniyor. Hayata dair çıkarımlarda bulunuyor karakter. Başlarda kitabın ilerledikçe derinleşeceğini düşündüm ama aksine 35. sayfada bırakmaya karar verdim. Sonrasında 10-15 sayfa boyunca sayfaların birer kısa cümleyle yazıldığını görünce okuyayım bari dedim. Yazar kahve içip sokağa bakarken aklına gelen anlamlı cümleleri bir araya getirip kitaba çevirmiş gibi. Kambur bir aforizmalar kitabından başka bir şey değil maalesef. “Çoğu cümlenin başı doğru sonu yalandır -bunun gibi...” “Neden bahçeyi büyükbaş hayvanlara kiralamıyoruz?” Yukarıdaki tarzda edebiyatla felsefenin harmanlanmaya çalışıldığı cümlelerin yoğunlukta olması beni inanılmaz derecede sıktı. Biz buna arkadaş arasında “edebiyat kasmak” diyoruz. Yazar zaten felsefe ve sanat eğitimi almış, bu kitabı yazmak onun için eminim çok kolay olmuştur. Ya da binlerce kere okuduğumuz: “Niye unutayım ki? Unutamamak değil, unutmaktır acı olan.” “Tabii o an gülebildiğimi söyleyemem; bakmayın şimdi de gülmüyorum.” tarzı cümleler... Ah be ablacım! Cümleleri art arda yazsan 30 sayfalık bir kitap bu, neye üzüldün bu kadar? Okumazsanız hiçbir şey kaybetmeyeceğiniz ama okuduktan sonra da bin pişman olmayacağınız yine de “keşke okumasaydım” deme ihtimalinizin yüksek olduğu, akılda yer etmeyen dümdüz bir kitap. Kitabı sevenlere saygı duyuyorum ama 9-10 yaşlarında Özdemir Asaf şiirleri okumuş biri olarak ard arda bu kadar çiğ aforizmalara katlanabilmek benim için sabır gerektiren bir deneyimdi. Herkesin zevki kendine ve buna çok büyük saygım var fakat beni karşılaştığım bu tarz olumsuz okuma tecrübelerinde birazcık kızdıran bir durum var. O da şu ki, okuduğunuz her kitabı sırf başkaları beğeniyor diye beğenmek zorunda değilsiniz. Dünyanın en çok beğenilen kitabı sizin için mükemmel bir kitap olmayabilir. Bir kitabı daha okumaya başlamadan onu sırf popüler olduğu için beğenmeye meyilli insanları anlayamıyorum. Popülizmin hiçbir türlüsü bana göre değil. Lütfen her zaman her konuda ilk başta temellendirebileceğiniz size ait bir fikriniz olsun. Herkese iyi okumalar dilerim

KamburŞule Gürbüz · İletişim Yayıncılık · 20196,2bin okunma

·

301 görüntüleme

Ebru

@marksistimge ·

30 Mart 2021 21:48

Benim de çok düşük beklentilerle başlayıp aksine beklentimin üstünde çıkan bir kitap olmuştu. Kitabın genelinden ziyade bazı bölümlerin çok parlak fikirler içerdiğini düşünüyorum. Bu kadar kısa eserlerden etkilenmeye yatkın değilim ama yazar bence az sayfada anlatmak istediğini anlatabilmiş. Sadece sizin de dediğiniz gibi kitaptaki dağınıklık yazarın aklına geleni yazdığı düşüncesini getiriyor. Yine de farklı tarzıyla benim tekrardan okumak istediğim bir yazar olmuştu. :)

Su

@leylmleym ·

30 Mart 2021 21:56

Kitabın neden sevildiğini, genele hitap edebilecek bir kitap olduğunu anladım okurken. Çok küçük yaşlardan beri edebiyatla iç içeyim. Şiir okuyarak büyüdüm. Merakım da olduğu için bir şeyler karalamışlığım da var. Fakat çok iyi kitaplar okudukça tahmin edersiniz insan korkunç bir eleştirmene dönüşüyor😂 Yazdıklarım bana çok başarısız gelir bu yüzden. Kitap okurken de bir mental çöküntü molası verip “HOCAMM SEN BUNU NASIL YAZDIN!!” diye evin içinde turlamak sevdiğim bir alışkanlığım. 😂😂Edebiyat beni şaşırtmalı. Kambur, eli kalem tutan eğitimli herhangi birinin yazabileceği bir kitaptı bence. Bu arada aynı kanıda olunmasa da kitaplarla ilgili fikir alışverişinde bulunmak bence çok keyifli bir şey. Düşüncelerinizi benimle paylaştığınız için teşekkür ederim Ebru Hanım❤️

1 sonraki yanıtı göster

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Su