Kesinlikle serinin en sevdiğim kitabı. Diğerlerine göre büyük bir ara farkla önce. Sydney’e her ne kadar bu kitap da gıcık olsam da Adrian'ın ona olan sözleri, davranışları çok güzeldi! Her ne kadar Sydney uzak durmaya çalışıp, sürekli onu reddedip, ona eziyet ederken canım Adrian'a üzülsem de. Gerisi bolca spoiler içeriyor :) Kitap ilk başta Sonya ve Mikhail'in düğünlerine gidecek olmaları ile başlıyor. Canım Adrian sağolsun bir şeyler yapıyor ve Sydney, Adrian ile birlikte gidiyor. Düğünde zorla Sydney'i dansa kaldırması muziplikleri çok iyiydi. İlerleyen bölümlerde Sydney, eski simyacılar dan olan Marcus ile iletişime geçiyor ve ondan simyacılar hakkında bir çok şey öğreniyor. Sydney öğrendikleri karşısında dövmesini kırdırıyor ve bu da simyacılara karşı olan güvenini sorgulatıyor. Bayan Terwilliger sayesinde, Sydney büyünün içine daha çok giriyor. Hatta minik bir ejderha bile çağırıyorlar. Bu ejderha da ilk kimi görürse ona bağlılık duyuyor. İlk gördüğü kişi de Sydney ve dibinden ayrılmayan Adrian. Ejderha onları anne ve babası zannediyor. O sahneler gerçekten çok tatlı ve eğlenceliydi. "Oğlan şimdilik sende kalsın,"dedi, Amberwood'a döndüğümüzde."Haftasonları alırım." İlerleyen bir bölümde Güçlü bir büyücü genç kalabilmek için, büyü yeteneği olan güzel kızları avlıyor. Hedefinde Sydney’de var. Bu sebeple bütün bu koruma, savunma ve savaşma büyüleri öğrenmek zorunda kalıyor. Birde onu bulması ve cadı diğer kızları ele geçirmeden önce o kızları da konu hakkında uyarıp onları koruyacak tılsımlar dağıtmak zorunda. Bir taraftan bunlarla uğraşıp bunların yanında okulu ve Simyacılarla da uğraşıyor. Kitabın kapağı ve rengi bile çok sevmem için yeterli oldu. Canım Adrian'ın da bunda büyük payı var muzurlukları, verdiği cevaplar ile yüzünüzdeki gülümsemeyi eksik etmiyor.

Mavi BüyüRichelle Mead · Artemis Yayınları · 2013291 okunma

·

39 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.