Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

96 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
Öncelikle belirtmeliyim ki yazarın ilk okuduğum kitabıydı defneler kesildi . Gayet akıcı ve sade bir dil kullanılmıştı. Romanda dikkatimizi çeken ilk şey ise yazarın iç monolog tekniğini kullanmış olması ki romanda hemen her yerde bu tekniğe açıkca rastlıyoruz. Roman'ın konusuna gelecek olursak, romanda üniversiteli bir genç, tiyatro oyuncusu olan Lea'ye aşıktır. Hatta öyle ki Lea bizim genci sömürmesine rağmen ,hem maddi hem manevi, bizim genç bunu farkına varmaz veya kabullenmek istemez. Her seferinde umudunu toplayıp yanına gider Lea'nin . Fakat Lea o kadar bencildir ki hem bizim gencin sevgisine karşılık göstermez hem de halen yardım ister. Tabii illaki yardım etmek için karşılık beklememeli insan ama bu kadarı da fazla . Taş olsa çatlardı ya hani. Bizim genç de en sonunda dayanamaz ve bir daha Lea ile görüşmeme kararı alır. Tabii bu kararı iç monolog tekniğiniyle belirtmiştir bize yazar. Yani bizim genç ayrılır Lea'den ama Lea'nin bundan haberi yoktur. "Sevmek, ne uzun kelime!" demiş Cemal Süreyya. Sevmek kutsal bir duygu . Sevgisiz büyüyen insanın içinde hep bir boşluk vardır. O boşluğa ne ad bulabilir ne de çare . Tek çaresi kabullenmektir. Birini çok fazla sevebilirsiniz. Birçok fedakarlık gösterebilirsiniz . Fakat bu karşılıksız ise bir yerden sonra yıpranırsınız. Kendinizden vermeye başlarsınız. Zamanla kendinize olan sevginizi yitirirsiniz. Ve hayatın manasını kaybedersiniz. Günün sonunda ya kendinizi ya da karşınızdakini sevmeyi bırakırısnız. Romanda genç adam, kendisine olan saygısını yitirmemiş ve Lea' den vazgeçmişti. Ama eğer tam tersi olsaydı kendine olan saygısını yitirecekti. Ve artık hayatın bir manası kalmayacaktı onun için. Doğru olanı yaptı (bence).
Defneler Kesildi
Defneler KesildiÉdouard Dujardin · Konu Kitap · 2021493 okunma
·
24 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.