Heyoo, yaklaşık iki aydır okuduğum Anna Karenina’yı sonunda bitirdim. Yoğun tasvirlerin ve sayfa sayısının fazlalığının yanı sıra; karakterlerin isimlerini, birbirleriyle olan bağlarını kurmak başta beni zorladığı için yavaş ama istikrarlı bir okuma gerçekleştirdim. Aslında kitap ne kadar Anna Karenina ne kadar Levin tartışılır. Kitabın ismi başkarakterlerden yalnızca birinin adı ama Levin kitapta geniş yer tutuyor. Anna Karenina ve Kont Vronskiy’nin yasak aşkına paralel olarak Levin ve Kiti aşkını görüyoruz. Anna-Vronskiy aşkıyla Rus aristokrasisine dahil olup sosyete balolarında yer alıyor ve opera, tiyatro gibi dönemin sanatsal faaliyetlerini izliyoruz. Levin’in uzun uzun ele alındığı bölümlerde ise Rus köylüsünü ve çiftlik işlerini görüyoruz. Tolstoy’un ikna etmeye çalışan kalemiyle, Levin’in Kiti’ye duyduğu “saf ve kutsal” aşkıyla ideal çift tablosunu yakından gözlemliyoruz. Romanın, Tolstoy’un hayatından birçok iz taşıdığını fark etmemek mümkün değil. Levin karakteri, tam bir otobiyografik yansıma. Bu açıdan düşününce romanda, Levin’in göklere çıkartılırken, aşkı için ölen Anna Karenina’nın aşağılık ve ölümü hak etmiş gösterilmesi “mantıklı” gözüküyor. Çünkü bildiğimiz üzere Tolstoy kadınlardan pek haz etmiyor. Levin karakteri kitap boyunca Kiti ve onunla kuracağı büyük aile hayaliyle yanıp tutuşurken o hayal gerçeğe dönüştüğünde hayal kırıklığına uğruyor. Yeni doğan bebeğini kucağına alınca babalık duygusunu bile hissedemeyip bocalıyor. Tolstoy’un bu şekilde hem Anna-Vronskiy tutku, şehvet eksenindeki aşktan hem de çekirdek aile kavramından tatmin olmadığı anlaşılıyor. Kitap boyunca dini inancı olmayan Levin’in finalde bir twistle inanç itirafında bulunması da Tolstoy’un dini kimliğini altını kalın harflerle çiziyor. Ustalıklı diliyle, psikolojik tahlilleriyle, Çarlık Rusyası’nı hem soylu tabakanın hem de köylü tabakanın gözünden anlatmasıyla etkileyici bir kitap. Başyapıt olduğu kesin ama çoook sevdim mi, hayır. Yine de okunmalı, okutulmalı.

Anna KareninaLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201939,4bin okunma

·

61 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Elvan Sunar Alpaslan