Gönderi

Benim Sanayi Mektebi'nde bir arkadaşım vardı. Adı Ahmet'ti. Eli işe yatkın, şarkı söylemesini sever, ateş gibi delikanlı. Benden bir sene sonra, birincilikle şehadetname alıp mektebi bitirdi. Dul anasının beşibiryerdelerini satıp bir dükkân açtı.Balkan Harbi'nde askere aldılar. Dükkânı kapattı. Balkan Harbi'nden döndüğü vakit dükkânı yanmış ve sağ kolu omuz başından kopmuştu. Şimdi siz, dükkânsız ve kolsuz Ahmet'e sorsanız, deseniz ki: İttihatçı mısın, İtilafçı mı? Ne cevap verir? Harbe İtilafçılar zamanın da gitti, harpten İttihatçılar zamanında döndü. Harp sağ kolunu aldı. Yanana dükkânının yerine ne İttihatçılar, ne İtilafçılar, ona dükkân açarlar. Şimdi bizim Ahmet İttihatçı mı olmalı, İtilafçı mı?
·
1 görüntüleme
Ronya