Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

“Eskimolarda kar anlamına gelen 90 kelime vardır. Araplarda en az 60 kelime aşk anlamına gelir.” Afrikalıların ağaç anlamına gelen öyle çok kelimesi var ki sayısı yapraklarla ölçülmez, aynı şeyi su için de söyleyebiliriz de söylemeyiz: Bir de yokluğa özlem var. Yokluk, bir rüzgar bulur  bulmaz kendine yapraklarını görmeye giden bir annedir her dilde. “Saudade”, sanırım siyah bir kelime olarak gelmiştir Afrika’dan Portekiz’e: ‘Olmayana  Özlem’, içli bir mektup gibi herkes kendi acısıyla çıkar başkasında gurbete... Aşıklar ve şairler dil bilmez, acıdan başka soru işareti gibi sevinir, ünlem gibi ağlarlar, virgül bile yetişemez gözyaşlarının hızına ! Aşıklar ve şairler, ‘s’den, önce özür dilerler, sonra güzel şarap filan içip ‘s’yi ezerler, “bu ne ızdırap” olur  “Saudade”nin Türkçesi, ve “bu ne ızdırap” demeye gelir şiir, acı da aşka doğru, öyle... Biri Ege, ikincisi Akdeniz iki kelimeden ibarettir mültecilerin deniz bilgisi başkasının evinde ölür gibi bir yabancı dile gömülürler ikisinde de, evsizlerinki köpek dilidir: hav ! hav ! Dostluğun gereğidir havlamak, ısırmazlar evleri, ‘bu da geçer ya hu’ der Kalenderi, geçer ! Geçmez, iktisatta pul kadar yer tutmayan bir tebessüm yerine , şükür, yerlilere alfabe inmedi henüz! Türklerinse gururu var ne mutlu, hem olur mu Türk’ün Türk’ten başka gururu ? Seyhan diyor ki, annesine göre ‘yangunluk’tan geçilmezmiş Bartınca dili, Kürtçe kardeşin ‘yalnızlık’tan geçilmediği gibi... Adalılar ki, bir açıkhava sözlüğüdür her ada , tuzlu bir alfabe saklarlar dillerinde özlerler ama, ‘çok’ değil, severler ama, ‘aşk’ değil çok  olunca azalır aşk, belki de, ve taş dilinde ruhun taşı,ametist bir Japon şiiri gibi dövülürmüş gövdeye, Hintliler der ki,dövmeni açma sevmediklerine, Yaralarını gösterdiğini sanırlar ve sevinirler ! ...Ve geriye eski bir kelime olarak dünya kalıyor sanki,kırmızı ve siyahtan yapılan bordonun dili, sanki hayatın bir cumartesi akşamı yaratıldığını öğrenen çocuklara uzun ikindi duygusu nasıl çöküyorsa güzüstü bırakıp ruhlarını, kalbine nasıl yetişeceğini bilmeyen, hüzünlü bir bilge sayılr mıydı bilse, şair de öyle seyrediyor işte, ya sakin olmalı ,ya şair, sakin olsam bir şiirim olurdu belki, ne sakin ne bilge, yalnızca hüzünlüyse şair, budaladan başka ne ? ........................... (10 dakika ara) ........................... (Fransız Yönetmen Laurence Attali’nin, Senegal’de geçen ve üç öyküden oluşan “Love Trilogy” (Aşk Üçlemesi) filminden.)
··
42 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.