Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

542 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
"Ben deli miyim?" H. Rahmi Gürpınar'ın kitabı ile ilk tanışmam ortaokul yıllarımda olmuştu. O zaman okuduğumda kitap yüzümde gülücükler, tebessümler oluşturmuştu. O tebessüm ve gülücüğü hiç bulamadım şimdiki okumamda. Bunana sebep küçük yaşta okuduğum kitabın, bakanlık onaylı ve kısaltılmış olması da etkili olmuş olabilir. Yazar hikayelerindeki komik dilini bu kitaba ne kadar yansıtsada, kitaptaki acıyı, hüznü, toplumsal çöküntüye, sefaleti,vicdan ve ahlaksızlığı hissetmem beni çok da güldüremedi. İlk başlarda ahlaksızlık ve vicdansızlığın adına delilik demiş diye yazara kızarsınız, sitem ederek okursunuz ilk satırları, neden bu derece ahlaksızlığı cesurca anlatır diye. Ermeni kadınına Nuri Kalender tiplemesi ile yaptığı densizliği, Madam Fedevora daki sadist, mazoşist ahlaksızca anlatımı hiç hazmedemezsiniz okurken. Allah'tan Kitabın sonundaki açıklamalar kitaptaki bazı anlatımların arka planını görmenizi sağlar. Ayrıca kitapta olayların anlatıldığı dönem millî mücadeleden yeni çıkmış 1925 yılları, şehit vermiş, açlık, sefalet içindeki aileler, savaşın hala etkilerini üzerinden atamayan, buhran geçiren bir toplum var. Kalender Nuri tiplemesi ile yazarın bu toplumsal cinneti yansıttığını göreceksiniz. Milli mücadele döneminde Ermeni, Rum, Yahudi zenginleri yabancı pasaport alarak yurt dışına kaçarlar. Savaş bitince tekrar Türkiye'ye dönmek isterler. Cumhuriyet öncesi dönemde geri dönmelere izin verilmez. Cumhuriyet'in ilanı ile isimleri o dönemin gazetelerinde çıkan zengin Ermeniler rüşvet karşılığında bir kaç vekil imzası ile topraklarına mallarına geri dönerler. Milli mücadele veren halk, köylü kendi vatanında savaş sonrası yine fakir ve şehitler vererek topraksız kalmasına rağmen firar eden Yahudi ve Ermeni zenginler rüşvet ile zengin topraklarına, mallarına hiç bir mücadele vermeden, kan akıtmadan tekrar kavuşurlar. Bu durum halkta yeni rejim olan cumhuriyet'e karşı güven zedeler. Yazar da bu yolsuzluğu hazmedemez. "Ermeni firarileri" olarak bilinen zengin Ermeni Benon Değirmenciyan ismini kitabında Kalender Nuri'nin deliliklerine sığınarak Ermeni kadınlarına saldırması esnasında yer verir. Yazar, ahlâk ve vicdan bir kötü de bir de delide olmaz diyerek yeni rejim hükümetinin, Ermeni firarilerin kayırmacılığına atıfta bulunan cümlelere de yer verir. Mahkeme karşısına çıkan H. Rahmi Gürpınar'ın çıkma sebebinin kitaptaki bazı ahlak dışı cümleler değil de siyasi olduğunu kitabın sonundaki savunmasını okuduğunuz da anlayacaksınız. Aynı zamanda kitap sonu verilen bu bilgiler kitap hakkında daha iyi analiz yapmanızı sağlar. " Hakikati görmek, menfaatlerinden öte gerçeklerle yüzleşmek için deli olmak gerekir. Ve insanlar sebepsiz nedenlerle birbirleriyle kavga ederler, neden ettiklerini sorgulamadan. Onlar mı deli yoksa sebepsiz nedenlerle onları kavga ettirenler mi akıllı? Gerçeği görmeyen, bu Ermeni firari yolsuzluğuna ses çıkarmayan halkın sabır felsefesini takdir mi yoksa tahkir mi eder pek anlamadan Şadan ve Kalender Nuri'nin deliliklerini ve kendi elleriyle hazırladıkları feci sonlarını kendi üslubu ile anlatır yazar. Kitapta dejenere olmuş Kalender Nuri ve Şadan karakterleri ile kendi maneviyatını, ahlakını bozanın sonunun ne büyük felaketlere yol açacağını dile getirmesi açısından yazarı oldukça başarılı buldum. Bu iki tipi okura anlatmakla yazar, okuru ahlâk-vicdan yoksunu hayatları imrendirmekten ziyade tiksindirici hayatlarını ve feci sonlarını anlatarak ibretlik dersler vermiştir. "Çok zekiler deli olabilir mi?" Sanat ve edebiyatla uğraşanların hayat geçmişleri irdelendiğinde sıklıkla karşımıza çıkan bu sorunun kitapta ünlülerin filozofların isimleriyle birlikte yer aldığını göreceksiniz. Yarı akıllı yarı deliler, kendilerini deli göstermeye çalışan öfkeli insanlar, obsession/takıntı/ sabit fikirli kişilerin davranış çeşitlerini iki karakter üzerinden kitapta bol bol karşılaşacaksınız. Şadan'ın ayna karşısında yaşadığı tecrübe sizi de ayna önünde iç benliğinizi kontrol etmeye itecek. Aynaya bakarak küçük de olsa kendi psiko-analizinizi yapabilirsiniz. Ayna karşısında Şadan'ın gördüklerinin bir çoğunu belki de hiç birini görmeyerek ve yapmayarak rahat bir nefes alıp "Ben deli değilim" cümlesini, kendinizden emin özgürce söyleyeceksiniz inanın. H. Rahmi Gürpınar'ın bu kitabı alışılmışlığının dışında beni pek güldürmedi büyük bir hüzne boğdu zaman zaman. Ruhunu şeytana satan, arzu ve zevkin kölesi olan şeytanla iş tutan, cinsiyetsizliğin cennet olduğunu savunan, vicdan ve ahlâkı reddeden kahramanları okumak içime sıkıntı verdi şu mübarek Ramazan ayında. Ama Savaş sonrası toplumsal cinneti başka türlü nasıl anlatılabilir di ki yazar. Savaş toplumlardan sadece hayatlar almakla kalmaz, maneviyatı/ahlâkı, vicdanları da zedeler. Bütün bu fecaat karektetleri, toplumsal ahlaksızlıkları okumak can sıksa da, heyecanla sonuna kadar beşyüz sayfayı büyük bir akıcılıkla okuyucuyu kitaba bağlaması, benim açımdan yazarın büyüklüğünü gösterir sanırım. Zira eserlerindeki beğenilen üslubunu ve akıcılığını bu kitapta da görür elinizden bırakamazsınız. Hatta cümleleri geriye dönüp tekrar tekrar okursunuz. İyi okumalar....
Ben Deli miyim?
Ben Deli miyim?Hüseyin Rahmi Gürpınar · Papersense Yayınları · 2015588 okunma
·
66 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.