Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

159 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 saatte okudu
Abdülhak Hamit Tarhan, Tanzimat Dönemi Türk edebiyatçılarımızdan en aykırı ve en merak uyandıran kişiliktir. Yenileşme dönemi Türk edebiyatının öncülerinden bir yazar, yeni Türk şiirinin önemli bir ismi kabul edilen bir şair, daha 13’ünde bir çevirmen, cesur ve meydan okuyan bir eleştirmen ve TBMM milletvekilidir. Aristokrat, bürokrat ve iyi eğitimli bir ailenin iyi eğitimli bir çocuğudur. Paris, Berlin, Belgrad, Bombay Büyükelçiliklerinde çalışır. Henüz 26 yaşındaki eşi yakalandığı verem hastalığı nedeniyle; Bombay’den döndükleri gemide hayatını kaybedince, cenazesini denize atmak zorunda kalmıştır. Eşine Beyrut’ta anıtsal boş bir mezar yaptırmıştır. Bu olay onu o kadar derinden etkilemiştir ki eşinin ardından yazdığı 4 güzel şiirinden özellikle sekizer mısra ve 295 kıtadan oluşan “Makber” hem sanatsal niteliği hem de duygusal yoğunluğu ile onu sanatının zirvesine taşımıştır. Bu şiiri yazarken Hugo’dan etkilendiği söylenir. Makber’den güzel bir örnek: “Maksûd-ı hayâtı der-miyân et, Ferdâ-yı beşer nedir, beyân et! Yâ fikrimi ruhuna kıl îsâl Yâ ruhumu hâkine revân et.” (Yaşamaktan maksat nedir, bunu açıkla; insanoğlunun geleceği nedir, bunu söyle, izah et. Ya düşüncelerimi onun ruhuna ulaştır ya da benim ruhumu onun gömüldüğü topraklara yolla…)” Ancak hayat devam ediyordu ve o da ikinci evliliğini İngiliz bir kadınla yaptı. Talihsiz bir tesadüfle ikinci eşini de kaybettikten sonra, Brüksel’de tanıştığı Belçikalı bir kadınla üçüncü evliliğini gerçekleştirdi. Zevk ve safa alemlerine düşkünlüğünün etkisi ile yazdığı eserleri çok eleştirilir. Karmaşık ruh dünyasının şiirlerine yansıması, “tezat şairi” olarak anılmasına sebep olmuşsa da “Şairi Azam” (En büyük şair) ünvanıyla da onurlandırılmıştır. Ne kafiyeyi önemser ne de yazdığı tiyatro eserlerinin sahnelenebilir olup olmadığını, çoşkun ilhamı nasıl eserse öyle yazar. Hatta tiyatro oyuncularının eserlerini mahvettiği düşüncesiyle, özellikle sahnelenmesin, okunsun diye yazdığı gibi ukala söylemleri de olmuştur. Yirmi beşi tiyatro türü olan 40 eseri vardır. Anlaşılmaktan uzak, ağır bir dil kullandığı sanatkarane üslubu ile eleştirildiği kadar hayranlık da uyandırmıştır. Batı edebiyatından etkilendikleri; Hugo, Corneille, Racine, Chateaubriand, Shakespeare, Gothe, Rousseau, Lamartine, İbser’dir. #NazımHikmet “Putları Kırıyoruz” kampanyasında, putlar dediği eski şairlerden ilk hedef olarak Abdülhak Hamit’i işaret etti. Kanadalı evli bir kadın olan Finten’in İngiliz sosyetesine girmek için çevirdiği türlü entrikaları konu edinen, yalın bir dille yazılmış, dram türünde bir eserdir. Yazarın Londra’da görevi dolayısıyla bulunduğu yıllarda gözlemlediği İngiliz toplumunu bu eserde çok iyi yansıttığı düşünülmektedir. Romanın diğer kahramanları; Finten’in kendine aşık ettiği Lord Dick, yine kendine aşık ettiği ve kocasını öldürmesi için kandırdığı Hintli uşağı Davalaciro, Lord Dick’le bazı hain planları doğrultusunda evlendirmeye çalıştığı veremli Blanş adında güzel bir genç kız, Finten’in ucube oğlu ve diğerleri ile oldukça heyecanlı, ilginç bir kurgu.
Finten
FintenAbdülhak Hamit Tarhan · Maarif Vekâleti · 195974 okunma
·
177 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.